Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9237 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11716 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili; 10.08.2011 tarihinde davacının babası sürücü ... sevk ve idaresindeki aracın kusurlu şekilde tek taraflı kazaya sebebiyet verdiğini, sürücü ... kusurlu olduğunun ve araç içinde yolcu olarak bulunan davacı küçük ... kaza sonrasında %97 oranında engel oranı bulunduğunun belirlendiğini, kaza yapan aracın kaza tarihi itibariyle mali sorumluluk sigortasının bulunmadığını, kaza nedeniyle davalı tarafa yaptıkları başvuruda kaza yapan kişinin küçük... babası olması gerekçesiyle reddedildiğini, ...Mahkemesinin 08.10.2013 gün ve 2013/589 Esas - 2013/798 Karar sayılı dosyası üzerinden küçüğü temsilen ...'in kayyım olarak atandığını belirterek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla küçük ... için 40.000,00 TL maddi tazminatın 10.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davayı kayyım olarak atanan ...'in değil küçüğün velayeti altında bulundukları anne ve babasının açmasının gerektiği belirtilerek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava trafik kazası nedeniyle davacının uğramış olduğu sürekli işgöremezlik taminatı istemine ilişkindir.Davacı tarafın velisinin davalıya dava açmadan önce yaptığı başvurunun aralarında menfaat çatışması olduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine Düzce 1.Sulh Hukuk .... Mahkemesinin 08.10.2013 gün ve ...Karar sayılı dosyası ile davacı küçüğü temsilen ...'in sigorta şirketine dava açmaya, açılacak davalarda temsile, icra takiplerini yapma, sigorta ile ilgili işlemleri yapmak üzere kayyım olarak atanmasına karar verilmiş, 19.11.2013 'de bu karar kesinleşmiştir. Kesinleşen bu karara göre işbu davayı kayyım açtığına göre bahsi geçen Sulh Hukuk Mahkemesi kararının doğru olmadığı gerekçesiyle eleştirisi yapılarak mahkemece karara itibar edilmemesi doğru olmadığı gibi kayyımın davacı küçüğü temsil edemeyeceği kanaatinde olunduğu takdirde ise temsildeki eksikliğin giderilmesi için mehil verilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.