MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2009/561-2012/242Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve birleştirilen davada davalı M.Tur. Sey. AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, asıl davada müvekkillerinin annesi G. Ç.ın yolcu olarak bulunduğu davalı Tekirdağ M.Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti.adına kayıtlı, davalı Ö.. B..'ın sevk ve idaresindeki, davalı G. Sigorta A.Ş.tarafından trafik sigortası ile sigortalı yolcu otobüsünün 26/06/2009 tarihinde karıştığı kazada vefat ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 3.100,00 TL defin masrafının, davacı 3 çocuk için ayrı ayrı 100,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, aynı taleple açtığı birleştirilen davada yolcu otobüsünün işleteni davalı M. Tur.Sey.A.Ş’nden anılan tazminatın diğer davalılarla müteselsilen tahsili istemiş, ıslah dilekçesiyle davacı Ufuk için destekten yoksun kalma tazminatı talebini 1.839,63 TL'ye, davacılar için defin masrafı talebini 4.550,00 TL’ye yükseltmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı Ö. B., davanın reddini istemiştir.Davalı M. Tur.Sey.A.Ş. vekili, kazaya karışan otobüsün işleteni ve malikinin Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, müvekkilinin olmadığı savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı otobüs sürücüsü Ömer’in kazada tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davada davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’nin uzun süreli işleteni olması nedeniyle davanın husumet yönünden reddine, davacılar Sibel ve Burcu’nun destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine, davacı Ufuk için 1.839,63 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacılar için 4.550,00 TL defin masrafının asıl ve birleştirilen davadaki davalılar sigorta şirketi(poliçe limitiyle ve dava tarihinden itibaren sorumlu olmak üzere), Ö.. B.. ve M. Turi.Sey.A.Ş.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline, her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Ömer ve M. Tur.Sey.A.Ş.’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve birleştirilen davada davalı M. Tur.Sey. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre birleştirilen davada davalı M. Tur. Sey.A.Ş. vekilinin aşağıdaki (2) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2) Dava, trafik kazası sonucu murisin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindirDavalı Müflis Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. zarara neden olan otobüsün kaza tarihinde malikidir. 2918 sayılı KTK.nun 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Somut olayda, davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. zarara neden olan aracın maliki olup, davaya cevap vermeyerek, araç üzerinde fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmadığını veya uzun süreli kiralamış olduğuna dair bir savunmada bulunmamıştır. Bu halde, kural olarak zarardan sorumludur. Bu davalı hakkındaki davanın reddi yönünde verilen hüküm davacıların temyiz dilekçesinde temyiz nedeni olarak gösterilmemiş, esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; zarara neden olan aracın maliki, işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olan davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebetle ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Birleştirilen davada davalı M. Tur.Sey A.Ş. aracın işleteni olarak gösterilmiş ve asıl davadaki davalılarla müteselsilen sorumlu olduğu belirtilerek hakkında dava açılmıştır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçlularında alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalı M. Tur. Sey.A.Ş.’nin davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalılarında sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı)Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacı maddi ve manevi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle asıl ve birleştirilen davaları açmış olup, mahkemece davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, bu davalı hakkındaki hüküm davacı yanca açıkça temyiz edilmeyip sadece müteselsil sorumlu davalı M. Tur. Sey.A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiş olup, hükmü temyize gelmeyen davacı ile diğer davalılar yönünden hüküm kesinleşmiş ve davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. lehine usulü müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı M. Tur. Sey.A.Ş., davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti’den. aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir.Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalıların hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki karar kesinleşen davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti’nin hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı Tekirdağ M. Tur. Oto.Nak. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda muris yolcunun kusuru bulunmaması ve diğer hususlar gözetildiğinde murisin çocukları olan davacılar için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle davalı M. Tur. Sey.A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı M. Tur. Sey.A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı M. Tur. Sey AŞ'ye geri verilmesine 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.