Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 91 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 19755 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacılar vekili, davacıların oğlu olan ...'ye, dava dışı 3. kişi idaresindeki aracın çarpmasıyla oluşan kazada, davacıların çocuğunun bir gözünü kaybedip sakat kaldığını, davacıların oğlunun malul kalmasına yol açan aracın ZMSS poliçesi bulunmadığından, davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL. maluliyet tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 13.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 30.312,45 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili, davalının ikameti nedeniyle davada İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu, 2 yıllık süre içinde açılmayan davanın zamanaşımına uğradığını, davalı hakkında ceza zamanaşımının uygulanamayacağını, kaza tarihindeki limitlerle sınırlı olarak ve kusur oranında zarardan sorumlu tutulabileceklerini, olay tarihinden faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; dava konusu olayın aynı zamanda suç teşkil ettiği, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 102. maddesi gereği 5 yıllık zamanaşımının geçerli olduğu, olay tarihinden itibaren bu 5 yıllık süre de geçirildikten sonra dava açıldığı, davalının süresinde zamanaşımı def'ini ileri sürdüğü gerekçesiyle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.2918 sayılı KTK'nun 109. maddesinde, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır.Somut olayda, dava dışı sürücü idaresindeki aracın davacıların oğlu...'a çarpması neticesinde, davacıların oğlu yaralanmıştır. Meydana gelen trafik kazası nedeniyle, dava dışı sürücü hakkında TCK'nun 459/2. maddesi gereği cezalandırılması istemiyle açılan davanın, şikayet yokluğu nedeniyle düşürülmesine karar verildiği görülmektedir. Davacıların oğlunun yaralanmasına neden olan trafik kazası 12.05.2005 tarihinde meydana gelmiş olup dava 30.12.2011 tarihinde açılmıştır. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 459/2 ve 102/4. maddeleri uyarınca, öngörülen ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır.Dava dilekçesinde, davacıların oğlu...'ın kazadaki yaralanması nedeniyle bir gözünü kaybettiği belirtilerek, çocuğun tedavi gördüğü sağlık kuruluşları bildirilmiş ve mahkeme tarafından da ilgili yerlerden tedavi belgeleri getirtilmiştir. Dosya kapsamındaki tedavi belgelerinin incelenmesinde; ... Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 29.01.2013 tarihli cevabi yazısında, 30.05.2011-31.12.2012 arası dönemde birer aylık periyotlarda, gözdeki yara nedeniyle enfeksiyon ve göz kapağı arızasına ilişkin muayenelerin yapıldığı bildirilmiştir. Yine, ...Göz Merkezi'nin 14.06.2013 tarihli cevabi yazısında; davacıların oğlu...'a 16.11.2006 tarihinde "göz kapağı ptozis" teşhisi konulup ameliyat edildiği, 22.01.2007 tarihli muayenede ise, tedavinin başarılı olmaması nedeniyle yeniden "frontal askı" denenmesine karar verildiği hususlarının bildirildiği görülmektedir.Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için, zarar gören tarafından failin yanında zararın da öğrenilmesi gerekir. Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez.Somut olayda da, davacıların oğlunun yaralanmasına ilişkin olan ve özellikle yukarıda belirtilen tedavi belgelerinin içeriğinden, çocuğun tedavisinin uzunca bir periyota yayıldığı ve davanın açıldığı tarihte dahi muayene ve kontrollerinin sürdüğü görülmektedir. Bu durumda mahkemece, yaralanmanın niteliği de dikkate alınarak, çocuğa ait tüm tedavi evrakları eklenerek, gerekirse ... Kurumu veya üniversitelerin ilgili bölümlerinden bilirkişi raporu alınmak suretiyle, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği, zararın (maluliyetin) ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği tespit edilerek, bu tarihten itibaren zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16.1.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.