MAHKEMESİ :........Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davacıya ait aracın trafik kazası sonucunda pert olduğunu, sigorta şirketinden hasar tazminatının talep edildiğini, eksperin aracı tam zayi (pert) olarak raporlayıp aracın piyasa değerini 37.000 TL olarak belirlediğini, sigorta poliçesinde araç bedelinin 40.000 TL olarak belirtildiğini, bilgilendirme formunun müvekkiline verilmediğini, davacının aracın hasar tazminatı hesabında 40.000 TL mutabakat değerinin esas alınacağını bilerek sigorta primlerini kabul ettiğini, bu nedenle davalı şirketin aracın tam zayii durumunda oluşacak tazminat hesaplamasında 40.000 TL'lik bedel üzerinden hesap yapması gerekirken ikinci el piyasa rayiç bedel üzerinden hareket etmesinin hakkaniyete uygun düşmediğini, sigorta poliçesi gereği ödenmesi gereken miktarın 40.000 TL olduğunu, bu bedel üzerinden %2 oranında muafiyet bedeli uygulandıktan sonra geriye kalan ödenmesi gereken miktarın 39.200 TL olduğunu, açıklanan nedenlerle 39.200 TL'lik hasar bedelinin davalı şirketten temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; sigorta şirketinin kasko sigortasından doğan sorumluluğunun gerçek zararla sınırlı olduğu, kasko sigortası genel şartlarının B 3.3.1.1 maddesine göre sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki tazmin kıymetlerinin esas alınacağının belirtildiği, kasko poliçesinin ayrılmaz bir parçası olan kasko sigortası genel şartları uyarınca müvekkil şirketin sorumluluğunun ancak gerçek zarar ve zararın meydana geldiği zamandaki değeri ile sınırlı olduğu, bu nedenle davacının fahiş miktardaki tazminat taleplerine itiraz ettiklerini, kazadan sonra pert olan sigortalı aracın sovtaj miktarının hesaplanarak tespit edilecek olan gerçek zarardan düşülmesi gerektiğini, ihbarda bulunulmadan dava ikame edilmesi halinde sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 25.290,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak, sigortalı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açılan alacak istemine ilişkindir.Aracın ekspertiz ve bilirkişi raporuna göre perti uygundur. Kasko Sigortası Genel Şartları'nın B.3.3.1.2.1 maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı talep ettiği takdirde sigortacının malı olur." Davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettiren kendisine verilmesini açıkça istemedikçe, sigortacı tarafından hasarlı araç sigortalının uhdesinde bırakılıp, sovtaj bedelinin tazminattan düşülmesi mümkün değildir. Zira kasko sigortasında aslolan amaç gerçek zarar bedelinin tamamen (azami poliçe teminatına kadar) karşılanmasıdır. Mahkemece davacı tarafın aracın hurda halinin davalıda kaldığını ispatlayamamış olması ve davalının da bu durumu kabul etmemesi gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan kaza tarihindeki piyasa rayiç değerinden aracın sovtaj bedeli indirilerek hüküm kurulmuştur. Davacının aracın sigorta şirketinin garajında olduğu iddiaları irdelenmeden ve sovtajın kimde olduğu konusunda yeterli araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Bu hususun araştırılıp taraf delilleri toplanmadan eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3-Dava konusu olayda, taraflar %2 muafiyetli kasko sigorta poliçesi düzenlemişlerdir. Yargıtay .......13.03.2001 tarihli 2000/10969 Esas, 2001/1933 Karar sayılı içtihadı da dikkate alınarak mahkemenin poliçede yazılı sigorta bedeli üzerinden %2 muafiyet tenzili yapması gerekirken, bilirkişi raporunda hesaplanan kaza tarihindeki piyasa rayiç değeri üzerinden %2 muafiyet tenzili yaparak hüküm kurması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.