Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9007 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4007 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan ...' nın 23/07/2012 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan ... plaka sayılı araç ile geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müvekkillerinin murisinin ölümü nedeni ile davacıların desteğinden yoksun kaldıklarını beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden itibaren faiz işletilmek kaydı ile şimdilik 1000 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesini talep etmiş, ıslahla taleplerini toplam 200.000,00 TL 'ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, sigortacının sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, kazada sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan sürücüsü müteveffanın ağır kusurlu olduğunu, dolayısıyla davacıların murisi ...'nın kullandığı araçla tam kusurlu olarak kaza sonucu ölümü nedeniyle davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatından dava dışı işletenin dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenmiş bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, tek taraflı olarak gerçekleşen kazaya konu davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile; davacı ... için 191.000,00 TL, davacı ... için 9.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 18/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davacı ...’nın yargılama aşamasında vefat ettiği, davacılar vekilince de bu şahıs yönünden açılan davanın atiye bırakılması talebi karşısında bu şahıs yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen aktüerya bilirkişisi raporunda belirtilen destek tazminatına ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 esas,2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca) göre davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- 6100 sayılı HMK'nın taraf ehliyetini düzenleyen 50.maddesinde, "medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu", "TMK. 28 maddesinde de "kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayacağı ve ölümle sona ereceği" düzenlenmiştir. Ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davacı ...'nın mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ölü kişi davacı ile vekalet ilişkisi ölümle son bulan ölü davacı Buse'nin vekilinin bu şahıs yönünden davanın atiye bırakılması talebinin bir hükmünün bulunmamasına rağmen mahkemece bu şahıs yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.3- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının karşılanması isteminden ibarettir. Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda murisin CSO tablosuna göre sağ kalan davacıların muhtemel yaşam süreleri belirlenmiş, işleyecek dönem için de %3 teknik faiz uygulanmıştır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, sağ kalan kişilerin muhtemel yaşam sürelerinin tespitinde ... tablosu kullanılmakta olup işleyecek dönem hesabında da %10 artırma ve %10 eksiltme yöntemine göre hesaplama yapılmaktadır. Bu nedenle hükme esas alınan aktüer raporunda ... tablosuna göre hesaplama yapılması gerekirken mahkemece yetersiz bilirkişi raporu uyarınca karar verilmesi isabetli görülmemiştir.4- Böyle bir davada destekten yoksun kalma tazminatının belirlenebilmesi için ölenin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacılar desteğin memur olarak çalıştığını belirtmişlerdir. Buna göre ilgili kurumdan gelir durumu sorulmuş, gelen cevabi yazıya göre aktüerya uzmanı raporunda olay tarihi itibariyle murisin 1.336,70 TL maaş ve 1.135.97 TL fazla çalışma ücreti olmak üzere toplam aylık net 2.472,67 TL gelir elde ettiğini esas alarak hesaplama yapmış ise de ölenin geliri net olarak belirlenmemiştir. Ölenin, son olarak çalıştığı kurumdan geriye doğru son 1 yıl içinde aldığı tüm ek gelirleri gösterir maaş bordroları celp edilerek bu ek gelirin düzenli bir gelir olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre tazminatın belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.5- Aktüerya uzmanı ek raporunda, ölenin memur olması nedeniyle aktif çalışma yaşı 65 yaş olarak kabul edilmiş aktif devre hesabı bu yaşa kadar yapılmıştır. Ölenin, son olarak çalıştığı kurumdan erken emeklilik uygulaması olup olmadığı, en geç ne zaman emekli olunabileceğinin sorularak gelen yazı cevabı sonucuna göre tazminatın belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.