Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8998 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4777 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalıya ait dairedeki kalorifer tesisatının yaptığı su sızıntısı nedeniyle, davacının konut sigortacısı olduğu dairede hasar oluştuğunu, poliçe gereği sigortalılarına 6.119,20 TL. hasar bedelini ödediklerini, ödenen bu bedelin zarardan sorumlu olan davalıdan rücuen tashili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek... sayılı dosyasındaki davalı itirazının iptalinini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının talebini tüm kat maliklerine ve bina yönetimine yöneltmesi gerektiğini, merkezi ısıtma sistemi tesisatındaki arızadan doğan zararda davalının kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, talep olunan hasar bedelinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davalı borçlunun .... sayılı takip dosyasında 6.119,20 TL. asıl alacağa ilişkin itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedelin rücuen tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun ...22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.Davacı taraf, kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazda, davalıya ait dairede bulunan radyatörlerdeki arıza nedeniyle, sigortalı daireye suların sızmasıyla meydana geldiği iddia olunan hasar bedelini ödediği, bu bedel için sigortalısının haklarına halef olduğu gerekçesiyle dava açmıştır.634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesinde her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun'un Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği öngörülmüştür.Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.