MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2012/255-2012/649Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı R.. M.., davalı Y.. T..'in 2.8.2003 tarihinde kullandığı araçla karıştığı kazada eşi Z. M.'ın ölümüne neden olduğunu, davalı hakkındaki ceza ve tazminat davalarının sonuçlandığını, tazminat davası sırasında davalının malvarlığı dökümünün dosyaya gönderilmesine rağmen daha sonra bu dökümün koybolduğunu, davalının halen oturduğu evi tazminat davası açıldıktan sonra mal kaçırmak amacıyla devrettiğini, tapu kayıtları kendisine verilmediğinden ilgili tapu kayıtların celbi ile yeni malikin davaya dahil edilerek satış işleminin iptali ile eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Y.. T.. vekili, davacının talebi açık olmadığı gibi, harcın eksik yatırıldığını, 3.kişinin davaya dahil edilmediğini, müvekkilinin halen kiracı olarak oturduğu evin İshak Tetik'e ait olduğunu ve devredilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davacı tarafından İİK 282.maddeye uygun şekilde taraf gösterilmemesi nedeni ile husumet yönü ile davanın HMK'nun 115/2 madde uyarınca usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı R.. M.. tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Somut olayda, mahkemece de belirlendiği gibi bu tür davalar borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Borçlu ve onunla hukuku muamelede bulunan 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan her ikisininde davalı olarak gösterilmesi gerekir. Davacı, dava dilekçesi ve 24.5.2012 tarihli açıklama dilekçesinde tapu dairesince kendisine gerekli bilgi verilmediği, tazminat dosyasında borçlunun malvarlığı dökümüne ilişkin belgelerin sonradan kaybolduğunu belirterek ilgili kayıtların tapudan araştırılmasını ve borçlunun lehine tasarrufta bulunduğu 3.kişinin davaya dahil edilmesini istediğinden Mahkemece Küçükçekmece 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/694 Esas, Küçükcekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/705 Esas 2007/132 Karar, Küçükcekmece 2.icra müdürlüğünün 2011/2796 takip, Küçükcekmece Cumhuriyet Başsavcılığını 2008/71 Hazırlık sayılı dosyası istenerek Küçükcekmece Tapu Sicil Müdürlüğünün 17.5.2012 tarihli cevabi yazısı da gözönüne alınarak davalı borçlu adına 2.8.2003 kaza tarihi itibarıyla kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı, taşınmazların devredilip devredilmediği, kazadan sonra devrettiği taşınmaz var ise bu taşınmazların devir tarihlerini ve devredilen kişileri de gösterir şekilde kayıtlarının istenmesi, kayıtlar geldikten sonra borçlunun devir yaptığı kişilerin davaya dahil edilerek dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması ve taraf delillerinin toplanması, yukarıdaki yasal düzenlemeler gereğince delillerin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanana nedenlerle davacı R.. M..'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 3.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.