Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8524 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5294 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı İ.... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 131 ada 310 parsel sayılı 6379.48 m2 yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle İ..... mirasçıları adına tespit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde İ.... irsen intikal, satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış daha sonra yapılan keşifte taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı ev ve ahır ile bulundukları zemin ve sınırlarını gösterdiği bölümün adına tescilini talep etmiş, davacı F.... G.... 'ın irsen intikal ve miras payına dayanarak açtığı dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda mahkemece davacı- davalı F.... G....'ın davsının reddine, davacı-davalı, İ.... 'in davasının kısmen kabul kısmen reddine dava konusu 131 ada 310 parselin payları oranında İ..... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı İ.... tarafından temyiz edilmiştir. Taşınmazın ortak miras bırakan 1.6.2003 tarihinde ölen Y.... İ.... oğlu İ.....'den kaldığı uyuşmazlık konusu olmadığı gibi bu yön mahkemeninde kabulündedir. İ.....'in ölümünü takiben terekesinin mirasçılar arasında taksim edildiği'de mirasçıların duruşma tutanakların geçen bu yöndeki mevsuk beyanları ile sabittir. Nitekim mirasçılarda taşınmazın taksim veçile tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Taşınmaz köy hudutları dahilinde bulunmaktadır. 5304 sayılı yasayla değişiklik yapılan 3402 sayılı Kadastro Yasasının 15. maddesinin son fıkrasında kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret yada tesislerle belirlenmiş taşınmazların, imar planı bulunmayan yerlerden zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tesbitinin yapılacağı öngörülmüştür. Taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulamasının yapılması söz konusu değildir, böyle bir iddiada ileri sürülmemiştir. Bu durumda mahkemece tüm mirasçılar ve gösterecekleri tanıklarla taksim sonucu zeminde fiilen oluşan sınırlar belirlendikten sonra 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30. maddeside gözetilerek taşınmazın taksim sonucu oluşan fiili duruma göre her bir mirasçının payına isabet eden yerlerin ifrazen adlarına tesciline karar vermek gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı İ....'in temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 21.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.