MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, davalının işleteni olduğu zorunlu mali mesuliyet sigortası olmayan aracın karıştığı trafik kazasında, kazada yaralanan ... ve ... için müvekkilince sağlık bakanlığına 10.242,76 TL tedavi gideri ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile kazaya karışan aracı kazadan 6 ay önce ...'ye sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalının davaya karışan aracı kaza tarihinden önce üçüncü kişiye sattığı ve teslim ettiği, bu nedenle işleten sıfatının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortası olmayan aracın karıştığı trafik kazasında, güvence hesabı tarafından yapılan ödemenin rücuen tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3.maddesi gereğince işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.Kazaya karışan ... ... ... plakalı araç, trafik sicilinde davalı adına kayıtlıdır. 2918 sayılı yasanın 20/d maddesi gereğince noter tarafından yapılmayan her türlü araç satış ve devrinin geçersiz olduğu düzenlenmiştirTrafik kayıtları kural olarak işletenliğe karine teşkil etmektedir. Trafik kaydına rağmen işletenliğin el değiştirdiği ve karine aksinin yasal ve inandırıcı delillerle ispatlanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, bu konuda davalının bildirdiği deliller her zaman düzenlenmesi ve temin edilmesi mümkün delillerden olduğundan karine aksini ispatlamaya yeterli, güçlü ve inandırıcı delil niteliğinde değildir.Bu halde davalının araç işleteni olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.