MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca, davalıların murisi ...'ın maliki ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, müvekkili şirket tarafından sigortalıya ....790 TL hasar bedeli ödendiğini, karşı aracın trafik sigortacısından tahsil edilen ....000 TL’nin mahsubu ile bakiye ....790 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, kusur oranının ispat edilmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., kazanın oluşumunda kasko sigortalı aracın kusurlu olduğunu, oğlu ...'ın mal varlığının bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, ....790 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. ...- Dava, 6762 sayılı .....'nun 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK'nun 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta şirketi ödediği bedeli değil gerçek zararı talep edebilir. HUMK'nun 275. ve devamı (HMK'nın 266. ve devamı) maddeleri gereğince, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazalarında araçta meydana gelen hasar bedelinin hesaplanması ve kazada kusur oranlarınınbelirlenmesi teknik bilgi ve uzmanlığı gerektiren konulardandır. Mahkemece, sigortalı araçta oluşan hasarın tespiti ve kusur oranlarının belirlenmesi hususunda trafik ve hasar konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukukçu bilirkişi tarafından tanzim edilen yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. ...-Davalı ...'ın savunmasında, oğlu ...'ın bekar olarak vefat ettiğini, hiçbir malvarlığının olmadığını, sahibi olduğu aracın da kaza sonucu hurdaya çıktığını beyan ettiği görülmüştür. Davalı temyiz dilekçesinde ise, mirasın reddine ilişkin dava açtığını ileri sürmüştür. Terekenin borca batık olduğunun tespiti, müstakil bir dava yolu ile istenebileceği gibi HUMK'un 222 ve devamı maddesi uyarınca yargılama sırasında hadise şeklinde de incelenip karara bağlanabilir. Türk Medeni Kanunun 605. maddesi hükmü uyarınca "Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilir. Ölümü halinde miras bırakanın aczi açıkça belli veya resmen tesbit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır". Bu durumda mahkemece, davalı ... tarafından açıldığı iddia edilen mirasın reddine ilişkin dava dosyası da getirtilerek davalıların aciz halinde olup olmadığı, adlarına kayıtlı mal varlığı bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konuda hiç inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'a geri verilmesine ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.