Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8288 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4803 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Mustafa vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 11.484 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini davalı sürücünün tam ve asli kusurlu olduğunu belirterek bu meblağın ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı Mustafa vekili, müvekkilinin aracın satışı için dava dışı A... Tur. Sey. Oto İşi. A.Ş'ne vekaletname verdiğini ve 23.01.2007 tarihinden itibaren işleten sıfatının bulunmadığını, bu şirketin aracı 3. kişiye sattığını ancak resmi satışın olaydan sonra 03.09.2007 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin hasardan sorumlu olmadığını belirterek davanın A... Tur. A.Ş'ne ve aracı satın alan Azize'ye ihbarını ve reddini savunmuştur. Davalı ihbar olunan Azize vekili kaza ile müvekkilinin ilgisinin olmadığını aracı olay tarihinden sonra 03.09.2007 tarihinde noter satışı senedi ile satın ve teslim aldıklarını, sürücünün müvekkilinin çalışanı olmadığını hasardan sorumlu olmadıklarını belirtmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 11.484 TL tazminatın 25.10.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm dayalı Mustafa vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 104.maddesinde "Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için ZMMS yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir" hükmü düzenlenmiştir. Davalı Mustafa vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin kazaya karışan adına kayıtlı aracın olaydan önce 23.01.2007 tarihinde B... marka araçların yetkili satıcısı olan dava dışı A... Tur. Sey. ve Oto. İşi. A.Ş firmaya satıp teslim ettiğini satış bedelinin peşinat kabul edilerek aynı firmadan B... marka araç satın aldığını firmanın takas olarak aldığı 2. el aracı satmak için müvekkilinden aynı gün vekaletname aldığını, firmanın aracı 3.kişiye sattığı halde resmi noter satışının olay tarihinden sonra 03.09.2007 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin işleten sıfatı ve sorumluluğunun bulunmadığını bildirmiş duruşmalarda dinlenen davalı tanıkları da davalı vekilinin savunmasını doğrulamışlardır. Dava ihbar olunan A... Tur. Sey ve Oto. İşi. A.Ş davaya cevap vermemiş, davalı Mustafa'nın adına kayıtlı kazaya karışan aracın satışı için noterlikte düzenlenen 23.01.2007 tarihli vekaletname ile aralarında Zülfikar'ın da bulunduğu 7 şahsa yetki verdiği bu vekaletnameye istinaden Zülfikar'ın aracı, davalı adına 03.09.2007 tarihinde noter satış sözleşmesi ile dava ihbar edilen 3. kişi Azize'ye sattığı, davaya konu kazanın 28.08.2007 tarihinde meydana geldiği davalının 23.01.2007 tarihli fatura ile A... Tur. Sey ve Oto. İşi. A.Ş.den 2007 model B... kamyonet satın aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Aracın kayden maliki Mustafa'nın kazadan önce harici senetle aracı sattığı noterlikte yapılmayan sözleşmelerin geçerli olmadığı olay tarihinden önce yasal bir satış bulunmadığı gerekçesiyle eksik inceleme sonucu bu davalı yönünden de dava kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece dava ihbar olunan A... Tur.Sey. ve Oto. İşit. A.Ş.nin KTK.nun 104. maddesinde tanımlanan motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerden olup olmadığı, ticari anlamda araç alım -satım işiyle iştigal edip etmediği, 23.01.2007 tarih vekaletnamede satış yetkisi verilen şahısların o tarihte ve aracın resmi noter satışının yapıldığı 03.09.2007 tarihinde bu şirketin elemanı olup olmadıkları hususlarının araştırılıp KTK.nun 104. maddesi kapsamında işleten sıfatının ve sorumluluğun kime ait olduğunun değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Mustafa vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Mustafa'ya geri verilmesine 14.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.