MAHKEMESİ : Elbistan 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/11/2012NUMARASI : 2008/854-2012/961Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. Ö.., davalı Güvence Hesabı vekili, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı gerçek kişilerin sürücüsü ve işleteni olduğu, ZMSS'i bulunmayan aracın davacıların bisikletle gitmekte olan desteklerine çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 3.500,00'er TL, kardeş için 2.000,00 TL maddi tazminatın davalı Güvence Hesabına başvurudan itibaren 8.gün olan 11.08.2008 diğerleri için, olay tarihinden yasal faiz ile tahsiline; anne ve baba için; ayrı ayrı 3.000,00 kardeş için 2.000,00 TL manevi tazminatın gerçek kişi olan davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacılardan İlhan'ın vefatı üzerine yargılamaya mirasçılarınca devam edilmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talepleri yükseltilmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili, davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; 17.566,47 TL maddi tazminatın davalı Türkiye Sigorta Reasürans Şirketin 11/08/2008 tarihi, diğer davalılar 26.04.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ilesorumlu olmak üzere davalılardan tahsiline, davacının manevi tazminata iliskin talebinin reddinekarar verilmiş; karar, davalılar A.. Ö.. ve Güvence Hesabı ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı Güvence Hesabı vekilinin ve davalı A.. Ö..'ün aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK'nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunan yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar gödenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır.Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir. Eldeki davada davacı baba ve anne için ayrı ayrı destek hesabı yapılmış olup, yargılama devam ederken davacı babanın da vefat ettiği hususu dikkate alınmamıştır. Bilindiği gibi ölüm ile destek ilişkisi sona erer. O halde mahkemece baba açısından, desteğin ölüm tarihi ve davacı babanın ölüm tarihi aralığında geçen süre için destek hesabı yapılması ve davacı annenin de destek paylarının somut duruma göre belirlenmesi amacıyla ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır. 3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine; BK.nun 47.maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülüklerde değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktadır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Bu durumda, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kusur oranları da gözönünde tutularak, davacılar için uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken buna ilişkin talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekili ve davalı A.. Ö..'ün sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence hesabı vekili ve davalı A.. Ö..'ün, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı Güvence Hesabı ve A.. Ö..'e geri verilmesine 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.