MAHKEMESİ : Siirt 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2012/183-2013/35 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ....Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin murisleri Azize, Muhammet ve Ş. A..davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen tek taraflı kazada vefat ettiklerini belirterek destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak toplam 2.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır. Davalı .... Sigorta A.Ş. vekili, dava ve ıslah tarihinde zamanaşımı süresinin geçtiğini, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını, hatır taşıması olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile davacı Ramazan'ın eşi Azize, çocukları Muhammed ve Ş.. A.. desteklerinden yoksun kalma zararı olarak toplam 43.500,00.-TL, davacı Ayşe'nin annesi Azize'nin desteğinden yoksun kalma zararı olarak 10.500,00.-TL olmak üzere toplam 54.000,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, desteğin hatır için taşındığını savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde durulmamış ve hatır taşımasına ilişkin herhangi bir indirim yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Öğretide hatır taşıması konusunda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak "hatır için ücretsiz taşıma" ve "aracı hatır için ücretsiz kullandırma" tamlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK'nın 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıması ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK'nın 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir. Somut olayda, davalıya trafik sigortalı araçta bulunan müteveffalar Azize, Muhammet ve Ş..A.., dosyaya ekli ceza kovuşturmasına ilişkin ceza dosyası içeriğinden ücretsiz olarak gidecekleri yere kadar bırakılacakları sırada kazanın meydana geldiğinin anlaşılması bakımından olayda hatır taşımasının bulunduğunun kabulü ile somut olayın özelliğine uygun hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken bu yönde her hangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. 3-Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.nun 99/1 maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda mahkemece davacı tarafın davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunup bulunmadığının tespiti ile davadan önce ihbar var ise anılan maddeye göre davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı takdirde davalı sigorta şirketinin bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren temerrüt faizine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik incelemeye davalı olarak olay tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... Sigorta Group A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... Sigorta Group A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.