MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2012NUMARASI : 2011/576-2012/1235Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, Gaziosmanpaşa 2.İcra Müdürlüğünün 2011/1015 sayılı takip dosyasından, 28.02.2011 tarihinde davacıya ait işyerindeki malların haczedildiğini, alacaklı ve borçlunun anlaşarak danışıklı takip ile davacı elindeki malları alma çabası içinde olduklarını belirterek, İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasını istemiştir.Davalı alacaklı, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece dava konusu haczin, borç kaynağı bonada belirtilen ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığından İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğu, metal saç faturasının mahcuzlarla ilgisi olmadığı ve borçlu ve 3.kişi ortakları arasında organik bağ olduğundan, hacizli malların borçluya ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu haciz 28.02.2011 tarihinde borçlu ve aynı zamanda davacı şirket ortağı M.. B.. huzurunda yapılmıştır. Takip dayanağı bonoda belirtilen adrestir. Bu durumda davacı 3.kişi ve borçlunun malı birlikte elde bulundurduklarının kabulü gerekir ve İİK'nun 97/2 fıkrası 2.cümlesi gereğince mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararına olup karine aksinin davacı 3.kişi tarafından hertürlü delil ile ispatlanması olanaklıdır.İİK'nun 96.maddesi uyarınca açılan istihkak davasının dinlenebilmesi koşullarından birisi de geçerli bir alacağa dayalı takip yapılmış olmasıdır. Davalı 3.kişi, takip konusu alacağın gerçek olmadığını gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, takibin danışıklı olduğunu iddia etmektedir. Gerçekten de takip dayanağı bono 250.000,00 TL üzerinden ve nakten alınan para için C.. A.., M.... CNC ...Ltd.Şti ve B..K.. borçlanmıştır. Bu miktar paranın ne sepeple verildiği hususu aydınlatılmamıştır. C.. A.. aynı zamanda borçlu şirket ortağıdır. 28.02.2011 tarihinde haczedilen ve istihkak davasının konusu olmayan makineler 04.03.2011 tarihinde alacaklının talebi ile yed-i eminden alınarak borçlu C..A.. teslim edilmiş, dava konusu metal saç ve bilgisayarlar da yine alacaklının talebi ile 17.03.2011 tarihinde borçlu C.. A.. yed-i emin olarak teslim edilmiştir. Öte yandan borçlu Bülent Karadağ hakkında takip kesinleşmesine rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır.Bu halde öncelikle, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı hususu araştırılmalıdır. Mahkemece, takip dayanağı bononun düzenlenme nedeni ve tacir olan borçlu şirket kayıtlarında girdisinin olup olmadığı, borçlular ve alacaklı arasında bu borcun doğumunu gerektiren ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, gerekirse konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile alacaklı ve borçluların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak saptanmalıdır.Alacaklının, gerçek olmayan bir alacağa dayalı olarak hak elde etmesi mümkün olamayacağından, alacak gerçek değilse davanın reddine karar verilmelidir. Aksi durumda, yani alacağın gerçekliğinin saptanması halinde ise davacının sunduğu faturaların hacizli mallara uygun olup olmadığı ve davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı uzman bilirkişi aracılığıyla tesbit edilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı kişiye geri verilmesine 22.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.