Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8010 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2100 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Bafra 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/11/2014NUMARASI : 2014/97-2014/686Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar A. ve H.. T.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, aciz belgesi davadan önce, dava aşamasında hatta mahkeme kararının Yargıtayca bozulmasından sonraki aşamada dahi sunulabileceği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması gerektiği, dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 22.4.2008 tarihli kredi sözleşmesinden (kefillikten) doğduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, iptali istenen tasarrufun ise takip konusu alacaktan sonra 27.10.2010 tarihinde yapıldığının anlaşıldığı, takip dosyası kapsamından alacak miktarının 10.11.2010 takip tarihi itibarıyla 82.481,90 TL olduğu, 31.1.2011 tarihli haciz tutanağından 2.200,00 TL'lik ev eşyası dışında haczi kabil mal olmadığının anlaşıldığı, 30.12.2010 tarihinde davacı tarafından haciz konulan borçluya ait onbir adet taşınmaz hissesinin kıymet takdirinin yapıldığı, 24.2.2011 tarihli kıymet takdiri raporu gereğince anılan taşınmazlarda borçlu hissesinin değeri 105.603,20 TL olarak belirlendiği, haczedilen taşınmazlar üzerinde davacı haczinden önce iki adet haciz bulunduğu, yine bu taşınmazlardan üçü üzerinde de ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklanan borçlunun borcu olduğu, 100.049,50 TL kıymet takdir edilen hacizli 1009 parselin alacağa mahsuben41.000,00 TL'ye davacıya satıldığı (İhale feshedilmiş olmakla birlikte satış bedelinin değerlendirilmesi açısından %40 bedelle satılmış olması nedeniyle) gözönüne alındığında borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilerek davanın esas yönden incelenmesi ve yukarıda belirtildiği gibi iptal koşulları yönünden dosyanın incelenmesi ve mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gereğine değinilmiştir.Mahkemece; iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda davalıların baba-oğul olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK'nun 278/3-1 ve 280/1.maddeler gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar Ahmet ve H.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine, İİK 283/1 maddesi gereğince davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmış olmasına göre, davalılar Ahmet ve H.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı vekilinin, dava konusu 1202 ve 1207 parsel yönünden, davalılar arasındaki 27.10.2010 tarihli tasarrufunun iptalini talep ettiği, 27.10.2010 tarih 10608 yevmiye nolu resmi senet içeriğinden de dava konusu taşınmaz hisselerinin üzerindeki 9.10.1998 tarihli DSİ lehine konan kamulaştırma şerhi ve 30.3.2007 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ile birlikte borçlu Ahmet tarafından oğlu davalı Hami'ye devredildiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü ile davalılar arasındaki dava konusu taşınmaz hisselerinin satışan ilişkin 27.10.2010 tarih ve 10608 yevmiye nolu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde “27.10.2010 tarih ve 10608 yevmiye numarası ile ölünceye kadar bakma akti ile devrine ilişkin tasarrufun davacı açısından iptali İle" şeklinde hüküm tesis doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar Ahmet ve H.. T.. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle adı geçen davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.bendindeki “ölünceye kadar bakma akti ile” ibaresinin çıkarılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Ahmet ve H.. T..'e geri verilmesine 1.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.