MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/10/2012NUMARASI : 2009/324-2012/408Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı F.. T.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalı Fecri’nin sürücüsü, davalı ... Oto. Ltd. Şti’nin maliki, davalı ... Sigorta A.Ş’nin trafik sigortacısı olduğu aracın 18.10.2008 tarihinde müvekkillerinin kızı/kardeşi A.. S..’ye apartman bahçesinde oynarken çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı sürücü Fecri’nin ehliyetsiz olması nedeniyle olayı davalı Murat’ın üstlendiğini ileri sürerek davacıların her biri için 25.000 manevi tazminatın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla Ayşe ve Turgay için 5.000 TL, Turgay Kaan için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 1.000 TL tedavi ve defin giderleri masrafının olay tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, birleştirilen davada da aracı kiralayan davalı .. İnş. Ltd.Şti.’den fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir davacı için 25.000 TL manevi, 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 1.000 TL tedavi ve defin masrafının tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini anne için 15.218,35 TL’ye, baba için 12.574,61 TL’ye yükselterek tüm davalılardan tahsilini istemiştir.Davalı A.. A.. vekili, davanın reddini istemiştir.Davalı .... Oto. Ltd. Şti. vekili, aracın 11.06.2008 tarihinde ... İnşaat ve San. Tic. Ltd. Şirketine kiralanmış olduğunu, müvekkil şirketin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalılar M.. T.. ve F.. T.., davanın reddini istemiştir.Birleştirilen davada davalı .... İnş.Ltd.Şti., davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı sürücü Fecri'nin % 75, müteveffa A.. S.. %25 oranında kusurlu olduğu, davacı kardeş T.. K.. destekten yoksun kalma tazminatı alamayacağı, davalı Murat’ın sürücü olmadığı anlaşıldığından pasif husumetinin bulunmadığı, aracın kayıt maliki davalı ..Oto. Ltd.Şti’nin aracı uzun süreli olarak diğer davalı .... İnş. Ltd. Şti’ye kiraladığından sorumlu olmadığı, kiracı işletenin sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada davalı M.. T.. ile .... Oto. Ltd. Şti. hakkındaki davalarının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davacı anne Ayşe için 15.218,35 TL, baba Turgay için 12.574,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren (Sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... İnş. Ltd. Şti., F.. T..ve A.. A..’den müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılar için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar F. T... ve......İnş. Ltd. Şti.'nden müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı F.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı F.. T... vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2)Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Mahkemece, davalı malik .... Oto. Ltd.Şti.’nin kazaya sebebiyet veren aracı diğer davalı .... İnş. Ltd. Şti’ye uzun süreli kiraladığından sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek davalı ... Oto. Ltd. Şti hakkındaki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işletenin" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, moturlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda, davalılar .... Oto. Ltd. Şti ile Sirius İnş. Ltd. Şti. arasındaki adi yazılı kira sözleşmesine göre kazaya neden olan araç 01.06.2008 tarihinde 36 ay süreli olarak davalı .... İnş.Ltd. Şti. tarafından kiralanmıştır. Mahkemece taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği araştırılıp, davalı .... Oto. Ltd. Şti’nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. 3)Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve davacılar için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.4)Mahkemece ispatlanamayan defin masraflarının reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45/1. maddesi gereğince defin masrafları zarar verenden talep edilebilecektir. Bu yasa hükmüne göre ödetilmesi söz konusu olan defin masrafları ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Davacı tarafa bu giderlere ilişkin belge ibraz etmesi için süre verilmesi, belge ibraz edilemediği takdirde belediye yahut müftülük gibi kurumlardan ortalama defin gideri sorularak, uygun bir miktar defin giderine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde değildir.5)Dava tarihinde, davalılardan Murat’ın olaydan sonra sürücü olduğunu beyan ederek suçu üstlenmesi nedeniyle hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan kamu davası açılmış olduğu ve ceza yargılamasında bu davalının taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan beraatine, suç üstlenme suçundan cezalandırılmasına dair kararın henüz verilmemiş olması nedeniyle, davacıların bu davalı hakkında dava açmalarına anılan davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalı Murat vekili yararına vekalet ücretine hükmolunması doğru bulunmamıştır.Kabule göre de, kaza tarihinde araç maliki olan davalı .....Oto. Ltd. Şti’nin işletenlik sıfatının bulunmadığı yargılama sırasında anlaşılarak hakkındaki dava reddedilmiştir. Bu halde davacıların araç maliki davalıya araç tescil kaydına göre dava açmasına göre davalı ..... Oto. Ltd.Şti. vekili yararına vekalet ücretine hükmolunmaması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı F..T.. vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.088,84 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı F.. T.. alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.