Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7893 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7137 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Arsin(Kapatılan) Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/06/2011NUMARASI : 2010/92-2011/111Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. B.. vekili ile davacılar vekili ve katılma yoluyla ihbar edilen (dahili davalı) şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacıların müşterek çocuğu yaya Y... M.... çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davacılar için 5.000,00'er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 20.000,00'er TL. manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı A.. B.. vekili, davanın müvekkilinin İMSS sigortacısı olan .....Sigorta A.Ş.ne ihbarı ile davanın reddini, davalı .... Sigorta A.Ş. vekili, zarar bedeli davacılara ödendiğinden davanın reddini, ihbar edilen vekili de davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminat taleplerinin davacı Recep için 1.275,17 TL., davacı Esma için 3.930,91 TL. yönünden, manevi tazminat taleplerinin ise her davacı için 7.500,00'er TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı A.. B.. vekili ile davacılar vekili ve katılma yoluyla ihbar edilen (dahili davalı) şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-)Her ne kadar ihbar edilenin davada taraf sıfatı olmayıp kararı temyiz etme hakkı olmasa da, aleyhinde hüküm kurulmuş olması nedeniyle hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından, ihbar edilen ......Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz talebinin kabulü ile yapılan incelemede; Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK'nun 49-52 nci maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res'en dikkate alınması gerektiği gözetilmeden hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan ihbar edilen konumundaki sigorta şirketinin diğer davalılarla birlikte tazminattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.2-)Davalı A.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Mahkemece yargılama sırasında alınan ve davalı tarafın % 62.5 oranında (asli) kusurlu olduğunu gösteren bilirkişi raporuna göre yapılan maddi tazminat hesabı benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; olaya ilişkin olarak düzenlenen 02.6.2005 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı'nda davalı sürücünün olayda tali kusurlu olup, müteveffanın asli kusurlu bulunduğu belirtilmiş, öte yandan; olay sebebiyle davalı sürücü hakkında Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/58-60 E/K. Sayılı dava dosyasından yapılan keşif sonucu alınan rapor ile Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor ve İTÜ'nden seçilen heyetten alınan bilirkişi raporlarında davalı sürücü ile müteveffaya farklı kusur oranları yükletildiği görülmektedir. Mahkemece, kusur oranları yönünden meydana gelen bu çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuştur.O halde; mahkemece dosyanın Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporları ile yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu birlikte irdelenerek, tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3-)Davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;a-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin maddi tazminat hesaplama yöntemine ilişkin olan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.b-)Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden faiz talebi bulunmasına karşın, mahkemece hükmedilen manevi tazminatlar için faiz uygulanması hakkında bir karar verilmemiş olması (kabule göre) doğru görülmemiştir.4-)Davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, ihbar edilen sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin maddi tazminat hesaplama yöntemine yönelik olan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminatlara faiz uygulanmamış olmasına yönelik temyiz itirazlarının kabulüne, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının ise; bozma neden ve şekline göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar, davalı A.. B.. ve ihbar edilen sigorta şirketine geri verilmesine 20.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.