Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7881 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 4396 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı vekili, davalının sevk ve idaresindeki 34 ... 85 plakalı aracıyla müvekkiline ait 34 ... 37 plakalı motosikletine çarptığını belirterek 1.000,00 YTL hasar tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 25.11.2005 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 327.500.000 TL daha arttırarak toplam talebini 1.327.500.000 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, kusur oranı ve hasar miktarını kabul etmediklerini, zamanaşımı süresi dolduğundan ıslah talebinin reddini savunmuştur.İhbar olunan sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince davanın kabulü ile 1.327,50 YTL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinde kesinleşmiş maddi olgu ile bağlıdır. Somut olayda ceza mahkemesi tarafından olay yerinde keşif yapılmış, keşif sonrası düzenlenen rapora itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu'ndan ikinci rapor alınmış ve anılan rapora göre mahkumiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Hukuk Mahkemesi ise ceza yargılamasında inceleme yapan bilirkişi kurulundan kusur raporu almıştır. Ceza yargılaması sırasında, davalı tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. Hukuk Mahkemesi, Ceza Mahkemesinde kesinleşen maddi olgu ile bağlı ise de, maddi olguya göre belirlenen kusur oranı hukuk hakimi için bağlayıcı değildir. Gerektiğinde zabıt mümzilerinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak savunma delillerinin toplanması, davacı motosiklet sürücüsünün fren izi ile hızı da gözönünde bulundurularak üniversitelerin konusunda uzman trafik kürsüsünden seçilecek bilirkişiden rapor alınarak kusur oranlarının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.2-Davacıya ait hasar gören araç 1968 model olup, yani olay tarihinde 34 yaşındadır. Hasar tespiti olaydan 16 ay sonra kaporta ustası vasıtası ile yapılmış ve raporu hükme esas alınmıştır. Aracın modeli, yaşı, hasar tespit tarihi, tamirinin yapılmamış olması, bilirkişinin uzmanlığının yeterli olup olmaması konuları gözönüne alınarak motosiklet üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla yapılacak inceleme ile tamirinin ekonomik olup olamayacağı, tamir ekonomik ise gerçek hasar tutarı değer artışı konusunda alınacak yeterli rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.Sonuç: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 16.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.