Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7872 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24711 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı aracın müvekkiline ait yabancı plakalı park halindeki araca çarparak hasarladığını, davalı tarafın olayda asli ve tam kusurlu olduğunu, davalıya sigortalı karşı aracın sürücüsünün bir başka aracın kendisini sıkıştırması sebebiyle kazanın meydana geldiğini ileri sürmüş ise de bununla ilgili sürücü beyanından başka delil olmadığını, kaldı ki davalının zararın tamamından müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilince yurt dışında yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu araçta 16.089,27 Euro tutarında onarım gideri belirlendiğini, aracın rayiç değerinin müvekkilince yurt dışında yaptırılan eksper incelemesi sonucu araçta 16.089,27 Euro tutarında onarım gideri belirlendiğini, aracın raiç değerinin 10.536,58 Euro, sovtajının 899 Euro olduğunu, pertinin uygun bulunduğunu, 9.637,58 Euro'nun haksız fiil tarihindeki MB Efektif satış kuruna göre 21.557,33 TL'sına tekabül ettiğini belirterek şimdilik 21.557,33 TL'nın 29.3.2013 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiş; 6.8.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 9.637,58 Euro'nun davalının temerrüt tarihinden işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki MB Efektif satış kuru üzerinden hesaplanarak TL'sı olarak tahsiline, yine bilirkişi ücreti olarak ödenen 1.074,57 Euro ekspertiz giderinin de karar tarihindeki TL karşılığının yargılama giderine dahil edilerek davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı vekili, sigortalının kusuru oranında azami poliçe limitine kadar gerçek zarardan sorumlu olduklarını, bunların ispat edilmesi gerektiğini, ıslah talebinin zamanaşımı süresinden sonra yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ıslah talebinin reddine; davanın kısmen kabulü ile 18.862,60 TL taminatın 29.3.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı vekilinin ıslah talebinin zamanaşımına uğramasına, davalı tarafın zamanaşımı definde bulunmuş olmasına, BK'nun 99.maddesi gereğince "konusu para olan borcun ülke parasıyla ödenecek olmasına, ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme yada bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklının, bu alacağının aynen veya vade yada fiili ödeme günündeki raiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilmesine", yine İİK'nun 58/3.maddesinde de benzer düzenlemenin yapılmış olmasına, davacı vekilinin tercih hakkını başlangıçta tazminatın TL olarak ödenmesi yönünde kullanmış olmasına bu konuda bir kez tercih hakkının bulunmasına bundan sonra ıslahla talebini döviz cinsi olarak değiştiremeyecek olmasına, kaldı ki ıslah talebinin zamanaşımına uğramış bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı aracın müvekkiline ait yabancı plakalı park halindeki araca çarptığını, aracın çarpmanın etkisiyle ötelenip bir başka araca çarptığını ve hasarlandığını, aracın kayıtlı olduğu ülkede yaptırılan eksper incelemesine göre pertinin uygun bulunduğunu, davalı tarafın bir başka aracın (plakası tespit edilemeyen) kendisini sıkıştırması sonucu kazanın meydana geldiğini ileri sürdüğünü, ancak buna dair başka bir delil olmadığını, 6098 Sayılı BK'nun 61.maddesi uyarınca davalının müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin hiç kusurunun bulunmadığını, davalının sigortalısının asli ve tamamen kusurlu olduğunu belirterek 9.637,58 Euro zararın haksız fiil tarihindeki MB döviz efektif satış kuruna göre karşılığı olan 21.557,33 TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. Kaza tespit tutanağında, davalı taraf aracının sürücüsünün beyanına göre kendisini solundan plakasını alamadığı bir başka aracın sıkıştırması nedeniyle sağa manevra yapınca, park halindeki davacı aracına çarptığı hususu belirtildikten sonra davalı tarafa %100 kusur verilmiştir. Hükme esas alınan ATK raporunda, davalı tarafın 7/8 oranında, onu sıkıştıran meçhul araç sürücüsünün 1/8 oranında kusurlu oldukları, aracın pertinin ekonomik olduğu, 21.557,34 TL (9.637,58 Euro'nun kaza tarihindeki TL karşılığı) tutarında zarar bulunduğu belirtilmiştir. 2918 Sayılı KTK'nun 88.maddesinde, aynı zarardan sorumlu olan kişilerin müteselsilen sorumlu olacakları kabul edilmiştir. BK'nun 61.maddesi gereğince "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır". Aynı Yasa'nın 162.maddesinde "Birden çok borçlulardan her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hallerde doğar" hükmü, 163.maddesinde "Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder" hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı alacaklı, teselsül hükümlerine dayanarak tazminatın tamamının davalıdan tazminini istemiştir. Bu durumda mahkemece, 21.557,33 TL tazminatın tamamından müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalı ...Ş'nin sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu gibi 7/8 kusur oranına isabet eden 18.862,60 TL tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.