MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, borçlu ... aleyhine yürütülen takipte borçluya ait malvarlığına rastlanılamadığını, borçlunun borcun doğumundan sora adına kayıtlı olan taşınmazını diğer davalı 3.kişiye satarak devir ettiğini, satışın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı 3.kişi vekili, dava açmak için ön koşul olan aciz vesikasının bulunmadığını, satışın gerçek olduğunu, 10.000 TL nakit, 70.000 TL'nin de tapuda devir sırasında ödendiğini, taşınmazın üzerindeki ipoteği ile birlikte satın alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı borçlu, satışın gerçek bir satış olduğunu, aciz içinde olmadığını savunmuştur.Mahkemece dava konusu taşınmazın borçlu tarafından borcun doğumundan sonra rayicinden çok düşük bedelle davalı 3.kişiye satıldığı, borçlunun haczedilebilecek malvarlığının tespit edilemediği, acz içinde olduğu, satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 vd maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Davalı borçlu...., adına kayıtlı bulunan taşınmazını 5.1.2012 tarihinde davalı 3.kişi .....'e satmıştır. İİK'nun 278.maddesi uyarınca edimler arasında fahiş fiyat farkının bulunması halinde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı öngörülmüştür. Mahkemece taşınmazın satış bedelinin tapuda 80.000 TL gösterildiği, satış tarihindeki gerçek değerinin ise 90.000 TL olup üzerindeki 200.000 TL'lik ipotekle birlikte değerinin 290.000 TL olduğu, satış değeri ile rayici arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de ipotek alacaklısı banka (Denizbank)'nın 2.11.2012 tarihli yazısından, kalan borcunun 18.345 TL olduğu ipotek borcunun davalı borçlu Kenan tarafından anılan bankaya ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmaz için bilirkişi tarafından tespit edilen 90.000 TL tutarındaki rayiç değer ile tapu satış değeri olan 80.000 TL arasında fahiş fark bulunmadığından, davalılar arasında akrabalık ilişkisi vs bulunduğu da iddia ve ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 28.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.