Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7829 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 4852 - Esas Yıl 2006
Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 151 ada 7 parsel sayılı 155.500 metrekare yüzöl-çümündeki taşınmaz dava dışı 151 ada 8 nolu parsele revizyon gören tapu kaydı miktar fazlası olduğu nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı Mustafa ve müşterekleri 8 nolu parsele revizyon gören tapu kaydı ile vergi kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve dava konusu parselin 02.12.2005 tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 40.000 metrekarelik bölümün davacılar adına payları oranında, (B) ve (C) harfi ile gösterilen toplam 115.500 metrekarelik bölümün ise davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı Mustafa'nın dayanmış olduğu 16.10.1973 tarih 25 nolu tapu kaydının ve tapunun dayanağı Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.1971 tarih 1971/581-1631 sayılı tescil ilamının hüküm fıkrasının birinci bendinde mevkii ve sınırları ve de yüzölçümü yazılı olan yerin davacı ve müşterekleri adına tespit edilen 8 nolu parsele uygunluğu keşif, uygulama ve teknik bilirkişinin raporlu krokileriyle saptanmıştır. Kaydın kuzey sınırının "İbrahim, bundan evvel 193 dekarlık reddedilen Hazine kısmı" okumuş olması nedeniyle kapsamı yüzölçümü ile geçerli olup, 8 nolu parselin yüzölçümü de tapu kaydında yazılı miktarla ayniyet arz etmektedir. Altınekin Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2000 gün 1999/336-2000/58 sayılı tescil ilamları ile 85.375 dönümlük bir taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14. maddesinde bir kimsenin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetliğe dayalı olarak kuru toprakta 100, sulu toprakta 40 dönüm taşınmaz mal iktisap edebileceği öngörüldüğüne nazaran davacı Mustafa'nın 02.12.2005 günlü krokide B ve C harfleriyle gösterilen ve tapu kaydı kapsamı dışında kalan yerlerle ilgili hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru değildir. 2- Hazine'nin temyizine gelince: Temyiz taşınmazın aynı krokide A harfi ile gösterilen 40.000 metrekarelik bölümle ilgili hükme yöneliktir. Yukarıda da açıklandığı üzere, davacının dayandığı tapu kaydının kapsamı yüzölçümü ile geçerli olup, miktarı ile davacı adına tespit edilen 8 nolu parsele revizyon görmüş ve bu şekilde yapılan tespitin kesinleştiği getirtilen tutanağının incelenmesinden anlaşılmaktadır. 10.12.1971 tarih 1971/581-1631 sayılı tescil ilamının kesinleştiği tarih ile kadastro tespitinin yapıldığı 29.06.2004 tarih arasında 20 yıllık zilyetlik süresi geçmiştir. İlamda reddedilen ve 7 nolu parsele konu olan yer Hazine adına tapuya bağlanmamıştır. Bu nedenle taşınmazın zilyetlikle iktisabına engel bir durum yoktur. Ne var ki, yine yukarıda açıklandığı üzere, davacı adına belgesiz zilyetliğe dayalı olarak 85 dönüm yüzöl-çümünde taşınmaz mal tescil edilmiştir. Temyize konu A ile işaretli taşınmazın sulu arazi olduğu yazışma örneklerinden anlaşıldığı gibi, bu yön ziraatçı bilirkişi raporunda da açıkça vurgulanmıştır. Taşınmazda tespit gününe kadar davacının 20 yılı aşkın süre ile çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyet olduğu bilirkişi ve tanıklarca haber verilmiştir. Bu durumda oranlama yapılması yoluna gidildiğinde 7 parsel nolu taşınmazın 5.850 metrekarelik bir bölümünün davacı adına tesciline karar vermek gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davanın kısmen reddine karar verildiğine göre, kabule göre de reddedilen bölümle ilgili olarak Hazine yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru bulunmamıştır. Yukarıda açıklanan hususlar karşısında; a)Davacı Mustafa'nın vekalet ücreti isteminin, b)Davalı Hazine'nin vekalet ücreti istemi yanında taşınmazın A ile işaretli 4.000 metrekarelik bölümünden 5.850 metrekarelik bölümü dışında kalan kısmı ile ilgili temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), 12.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.