MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2009/547-2012/659Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili; davalı sürücü B.. B..'ın kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada müvekkilinin desteğinin öldüğünü açıklayıp fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı eş için 40.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri, 20.000,00 TL manevi tazminat ile diğer davacı Bahri için 9.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, diğer davacılar çocukları için 10.000,00'er TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile davacı eş Cennet için 7.510,20 TL maddi, 3.000,00 TL manevi, Bahri için 668,32 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminat ile diğer davacılar için 2.000,00'er TL manevi tazminatın tahsiline, cenaze ve defin giderinin ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, SGK tarafından bağlanan gelirin tazminattan düşülmemiş olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası nedeni ile maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuk ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-Borçlar Kanunu m.45/1 kapsamında ele alınması gereken defin masrafları, ölümle doğrudan doğruya ilgili olan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun bulunan giderlerdir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde, desteklerinin ölümü nedeniyle müvekkillerinin katlandığı defin masraflarının da tahsilini istemiştir. Maddi tazminatın her türünün ispatı davacılara aittir. Ne var ki ölen her şahıs için yakınlarının veya ailesinin ya da ailelerden birinin mutlak surette bazı defin giderlerine katlandığının kabulü gerekir. Bu tür giderler her türlü delille ispatlanabilir. Bu konuda delil ibraz edilememesi halinde dahi mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sarfedilen giderleri tespit ettirmek zorunludur. Mahkemece bu konuda belediye, müftülük vs.ilgili birimlerden bilgi alınarak karar verilebileceği gibi BK.42/2 maddesi uyarınca da bu kalem istek için takdir edilecek tazminata hükmedilmek gerekirken bu konudaki talebin ispat edilmediği gerekçesiyle reddi doğru değildir.4-Mahkemece, ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar yararına ayrı ayrı nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2, 3, 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.