Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7691 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18869 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R -Davacı vekili, davacının maliki ve sürücüsü olduğu araç ile davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın kazası sonucu davacıya ait aracın hasarlandığını kazada davacının tamamen kusursuz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.770,00 TL nakliye bedeli, 4.000,00 TL yakıt ücreti, 590,00 TL aracın vinç tarafından indirilmesi ücreti, 944,00 TL kurtarıcı ücreti, 10.000,00 TL aracın değer kaybı, 7.968,00 TL 48 gün çalışamadığı bedel olmak üzere toplam 25.272,00 TL zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, kazada aracın sadece yan yattığını, mazot deposunda delinme meydana gelmediğini, talep edilen nakliye bedeli ve vinç ücretinin fahiş olduğunu, davacının müvekkilinden talep etmiş olduğu tüm hususların öncelikle müvekkiline ait olan aracın trafik poliçesi ile güvence kapsamı içerisinde kalan hususlar olduğunu, bu bağlamda tüm zararların müvekkillerinin trafik poliçesinden karşılandığını, davacının tüm taleplerinin haksız olduğunu bildirerek açılan davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 19.362,00 TL'nin 20/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.1)Hükme esas alınan 10.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, aracın 2.el piyasa rayiç bedeli üzerinden oranlama yöntemiyle araçtaki değer kaybının 8.750,00 TL olduğu belirtilmiştir. Oysa, davacının talep ettiği değer kaybı zararı belirlenirken yapılması gereken, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2.el değerinin belirlenmesi ve aracın tamir edilmesinden sonra, aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alındığında ve yine serbest piyasa koşullarında 2.el değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının belirlenmesinden ibarettir. Aynı zamanda davalı tarafından davacıya ait aracın 08.11.2012 tarihinde kazaya karıştığı belirtildiğinden bu hususunda değer kaybına etkisi düşünülerek mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araçtaki değer kaybının tespiti hususunda yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2)Davacı vekilinin kazanç kaybı talebi yönünden; bilirkişice makul tamir süresi belirlenerek bu süre için davacının tespit edilen net kazanç kaybına hükmedilmesi gerekirken dava konusu aracın serviste 48 gün kaldığı belirtilerek kazanç kaybı hesaplanması doğru olmadığından mahkemece yeniden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 23/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.