Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7676 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 652 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ...'in yolcu olarak bulunduğu dava dışı ...yönetimindeki aracın kusuruyla meydana gelen çift taraflı kazada malul kalacak şekilde yaralandığını, kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını, dava dışı araç sürücüsü hakkında .. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/46 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve mahkumiyetine karar verildiğini, kaza sonucu yaralanan müvekkilinin çeşitli ameliyatlar geçirmiş olup ayağına platin takılmış olduğunu ve koltuk değnekleriyle yürüyebildiğini, bedensel zararlarının karşılanması için davalı Güvence Hesabı'na başvurulmasına rağmen davalı tarafından bu zararların davaya konu kaza nedeniyle vuku bulmadığı gerekçesiyle başvurunun reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin bedensel zararlarının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte teminat limitleri dahilinde davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 09/10/2012 tarihli dilekçesiyle tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 78.066,64 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın esastan da reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davalı Güvence Hesabının 2005 yılı itibariyle sakatlanma ve ölüm halinde teminat limiti olan 50.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalıya başvuru tarihi olan 12/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne; yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. (HGK'nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK'nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları) Somut olayda, davaya konu trafik kazası 01/03/2005 tarihinde meydana gelmiş; eldeki dava ise 23/08/2010 tarihinde açılmıştır. Davalı Güvence Hesabı vekili ise, yasal cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Davaya konu trafik kazası sonucunda bir kişi yaralanmış olup eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 102/4. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır.Bu durumda mahkemece, davalı Güvence Hesabı vekilinin yasal süresindeki zamanaşımı def’i dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 2- Kabule göre de; Davacı vekili, kaza sonucu müvekkilinde geçici ve sürekli maluliyet oluştuğunu ileri sürmüştür. "Cismani zarar halinde lazım gelen zarar ve ziyan" başlığı altında düzenlenen TBK'nun 46. maddesinde bedensel zarara uğranılması nedeniyle talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, HUMK.nun 275 (HMK.md.266) ve devamı maddelerine göre de, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerektiği hususları hükme bağlanmıştır. Somut olayda, sürekli iş göremezliğe ilişkin maluliyet oranının ve geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesinin de teknik ve özel bilgiyi gerektiren konulardan olduğu açık olup mahkemece, dava açılmadan önce .... tarafından tanzim edilen 14/10/2009 tarihli maluliyet raporundaki orana göre düzenlenen hesap raporu hükme esas alınmış ise de; anılan raporda yukarıda açıklanan hususların belirlenmesi yönünden hangi kriterlerin esas alındığı belirtilmediğinden bu raporun hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, davacının tüm tedavi evrakı ve hastane kayıtları getirtilmek suretiyle ...İhtisas Kurulu'na sevki sağlanarak sürekli maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik süresi hakkında Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun olarak düzenlenmiş bir rapor alınmasından sonra, ortaya çıkacak duruma göre gerçek zararının belirlenmesi için dosyada raporu bulunan aktüer bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık ek rapor alınması ile meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı Güvence Hesabı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.