Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında boşanma ve mal rejimi tasfiyesi davası devam ederken dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı akrabası Hüseyin'e devrettiğinden muvazaalı satışın iptalini talep etmiştir.Davalı borçlu Ümüt, boşanma davasının devam ettiğini, istenilen tazminatı ödeme gücünün olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Diğer davalı ..., taşınmazı alım gücünün olduğunu ve iyiniyetle raiç bedelden satın aldığını belirtmiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre taşınmazın evlilik birliği içinde alındığını, düşük bedel ile akrabaya yapılan satışın muvazaalı olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne ve tapunun iptali ile Ümüt adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.1-Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.Somut olayda, ...Aile Mahkemesinin 2010/266 Esas 2011/468 karar sayılı dosyasından tarafların boşanmalarına ancak tazminat taleplerinin reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, ...Aile Mahkemesinin 2010/411 Esas sayılı dosyasından da mal tasfiyesi, katkı payı alacağı için dava açtığı ve yargılamının devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu davanın sonucunda davacı lehine tazminata hükmedilmesi halinde bu davanın görülebileceği aksi halde davacının alacağı olmadığının anlaşılması halinde davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekeceğinden, bu dosyanın sonuçlanması beklendikten sonra hasıl olacak duruma göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçelerle davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır.2-Kabule göre ise, bu davaların amacının davacının alacağını tahsil imkanı sağlamak olduğundan İİK'nun 283/2.maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya sadece haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerekirken tapunun iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesi de hatalıdır.SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.