Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 743 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24215 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, ...İcra Müdürlüğü'nün 2010/39263 sayılı takip dosyasından 21.7.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, borçlu ile herhangi bir bağlarının bulunmadığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinde borçluya ait belgeler bulunduğunu, davacı ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece haczin davacı 3.kişinin adresinde yapıldığı, mülkiyet karinesinin 3.kişi yararına olduğu, dava açmak üzere alacaklı tarafa süre verilmesi gerekirken 3.kişiye verildiği, 3.kişi ile borçlu arasındaki devir işleminin muvazaalı olmadığı, gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, 3.kişinin İİK'nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu haciz davacı 3.kişinin işyerinde yapılmış ise de aynı takipte daha önce yapılan 8.2.2011 tarihli hacizde borçluya ait hacizden hemen önceki tarihi taşıyan belge bulunmuştur. Bu durumda İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksini davacı 3.kişi güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlamalıdır. Davacının dayandığı karar doğumundan önceki tarihli ve ayırt edici özelliği bulunmayan fatura, vergi kaydı karine aksini ispata yeterli değildir. Kaldı ki haciz adresinde borçlu şirket faaliyet gösterirken 3.kişinin de aynı adreste 22.2.2011 tarihinde faaliyete başladığı, borçlunun adresini 9.6.2011 tarihinde başka adrese naklettiği, bu süre zarfında aynı adreste birlikte faaliyet gösterdikleri de anlaşılmaktadır. Bu halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 22.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.