MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı tarafa ait aracın, müvekkiline ait yolcu otobüsüne çarparak hasarladığını, aracın onarım giderinin kasko şirketince karşılandığını, araçta değer kaybı olduğunu, ayrıca 11 günlük tamir süresince kazanç kaybı oluştuğunu, davalı sürücünün olayda %100 kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 10.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiş; 25.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile kazanç kaybı talebini 4.770,37 TL, değer kaybı talebini 15.000 TL olarak ıslah etmiş, tazminata kaza tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını istemiştir.Davalılar vekili, kusuru tazminat miktarını, tamir süresini kabul etmediğini, araçta değer kaybı olmadığını, davacının zararının sigorta şirketince karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile toplam 19.770 TL tazminatın, 10.000 TL'sının kaza tarihinden, 9.770 TL'lık kısmının ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, değer kaybı zararının usulüne uygun biçimde belirlenmesine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili değer kaybı zararı yanında aracın tamirde kaldığı 11 gün için kazanç kaybını da talep etmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın makul tamir süresi tespit edilmeden, davacı şirketin 2009 yılı kârına göre 11 günlük kazanç kaybı hesaplanmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.Davacı aracı yolcu otobüsüdür. Bu durumda mahkemece, önceki bilirkişiden öncelikle aracın kaza sonucu hasarının giderilmesi için makul tamir süresinin tespiti, daha sonra aracın bu süre içinde yapacağı sefer sayısı, bu seferlerden elde edilen net kazancı (yakıt, amortisman vs.gibi yapılması zorunlu giderler indirilerek) hususlarında gerekçeli, denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.3-Davacı vekili %100 kusura dayanarak davalılardan tazminat talep etmiştir. Davalı taraf kusuru oranında gerçek zarardan sorumludur. Dosyada mevcut bilirkişi raporlarında davalı sürücünün %75, davacıya ait araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.Bu durumda davalıların %75 kusur oranına isabet eden tazminattan sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi sanki olayda tamamen %100 oranında kusurları varmış gibi tazminattan %25 oranında indirim yapılmaksızın tazminatın tamamından sorumluluklarına karar verilmesi de doğru değildir.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.