Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7377 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 320 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, asıl ve birleşen davada davalının işleten ve sürücüsü olduğu aracın 05.09.2007 tarihinde müvekkillerin müşterek çocuk ve kardeşine çarparak ölümüne sebep olduğunu beyanla davacılar anne ve baba için 50.000,00-‘er TL kardeşlerin her biri için 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, kazada vefat eden ...’ın da eşit oranda kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, bunun haksız ve zenginleşmeye sebep olacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; asıl ve birleşen davada davanın kısmen kabulü ile davacılar anne ... için 15.000,00-TL, baba ... için 10.000,00-TL ve kardeşlerin (Güvenç ve Filiz)her biri için 5.000,00'er TL manevi tazminatının davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasında ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekili ve davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda, çocuklarını kaybeden davacı anne ... ve baba ...’un ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, yalnızca davacılar anne ... ve baba ... için hükmedilen manevi tazminat miktaları az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Kabule göre de, davanın genel hükümlere tabi adli tatilde görülmemesi gereken dava olmasına rağmen HMK’nin 103.maddesine aykırı olarak adli tatilde duruşmasının yapılarak karar verilmesi ile birleşen davanın kısmen kabul edilmesine rağmen avukatlık ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 13.05.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.