Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7366 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24826 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin maliki/işleteni olduğu davalıya kasko sigortalı aracın müvekkilinin kendi yönetiminde iken 12/10/2010 tarihinde ve dava dışı .... yönetiminde iken 09/12/2010 tarihinde tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazaları sonucu hasar gördüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1. kaza nedeniyle 1.000,00 TL, 2. kaza nedeniyle 10.000,00 TL hasar bedelinin ve 09/12/2010 tarihinde meydana gelen ilk kaza sonucu aracın çalışamaması nedeniyle 500,00 TL kazanç kaybının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 22/02/2013 tarihli ıslah dilekçesiyle ilk kaza nedeniyle meydana gelen hasar bedelini 1.726,10 TL'ye, 2. kaza nedeniyle meydana gelen hasar bedelinin 18.293,00 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı vekili, sigortalı aracın alkollü olan davacının yönetiminde iken hasarlandığını ve hasarın teminat kapsamında olmadığını, ıslahla artırılan tazminat yönünden davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 210,00 TL gelir kaybı zararı ve 20.019,10 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından, sigorta şirketi aleyhine açılan alacak davasıdır. 6762 sayılı TTK'nun 1268. (6102 sayılı YTTK 1420 md.) gereğince sigorta mukavelesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Kasko sigorta sözleşmelerinde, sigortalı, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 5 işgünü içinde durumu sigortacıya bildirmek zorundadır (6762 sayılı TTK'nun 1292.md.). Zamanaşımının başlangıcı, TTK 1292 ve 1299 md. göre alacağın muaccel olduğu gün, yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günüdür. Somut olayda, davaya konu 1. trafik kazası 12/10/2010 tarihinde, 2. trafik kazası 09/12/2010 tarihinde meydana gelmiş; davacının aracı, 1. kazada kendi yönetiminde iken, 2. kazada dava dışı sürücü yönetiminde iken gerçekleşen tek taraflı kaza sonucu hasarlanmıştır. 5 iş günlük ihbar süresi 1. kaza yönünden 19/10/2010 tarihinde, 2. kaza yönünden 16/12/2010 tarihinde sona ermiştir. Buna göre 2 yıllık zamanaşımı süresi 1. kaza yönünden 19/10/2012 tarihinde, 2. kaza yönünden 16/12/2012 tarihinde zamanaşımı süresi dolmaktadır. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılması halinde, zamanaşımı sadece kısmi davada talep edilen kısım yönünden kesilmiş olup varsa bakiye zarar için zamanaşımı süresi kesilmez, işlemeye devam eder. Kısmi davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması, zamanaşımı süresi içinde talep edilecek zarar yönünden önem taşır. Bu nedenle zamanaşımının başladığı tarihten itibaren yine aynı zamanaşımı süresi içinde, bakiye zarar için ek dava açılabileceği gibi kısmi davada talep edilen zarar miktarı ıslah yolu ile de artırılabilir.Davacı vekili, 03/03/2011 tarihinde açtığı kısmi davada, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkilinin aracında oluşan hasar bedeli ve aracın zararının davalı tarafından karşılanmaması, müvekkilinin de aracını çalıştıramaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybı nedeniyle şimdilik 11.500,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. 22/02/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de hasar bedeline ilişkin talebini 8.519,10 TL daha artırarak toplam 20.019,10TL'nin davalıdan tazminini istemiştir. Davalı vekili süresi içinde, ıslah edilen talebin (kısmın) zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür. Mahkemece, ıslah ile artırılan miktara karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, bilirkişi raporunda tespit edilen 20.019,10 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Bu durumda mahkemece, davacı tarafın ıslah talebinin zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapıldığı, davalı tarafın buna açıkça itiraz ettiği gözönünde bulundurularak ıslah edilen 8.519,10 TL’lik hasar bedeline ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Davalı sigorta şirketi, davacının maliki/işleteni olduğu aracın kasko sigortacısıdır. Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin aracı çalıştıramaması nedeniyle uğradığı 500,00 TL kazanç kaybının da tahsilini talep etmiş; mahkemece, kazanç kaybına ilişkin istemin kısmen kabulü ile 210,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak gelir kaybı (kazanç kaybı) zararı, kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece kar mahrumiyeti (gelir kaybı) talebine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı..... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.