Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7331 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12675 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiFERİ MÜDAHİL : ...Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve feri müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R -Davacı vekili; davacı müvekkilin sürücüsü olduğu, dava dışı ... maliki olduğu sigortası bulunmayan motorsiklet ile feri müdahil ...'un sürücüsü, ... maliki olduğu sigortası bulunmayan motorsikletin çarpışması sonucunda meydana gelen kazada davacı mmotorsiklet sürücüsü ...'in yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları sakılı kalmak kaydıyla 1.000,000 TL maddi(geçici ve kalıcı iş göremzlik) tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; davasını limit dahilinde 150.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı ... vekili, ceza davasının ve diğer motorsiklet sürücüsünün kendilerine karşı ... 2011/300 esas sayılı dosyasında açtığı tazminat davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 125.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve feri müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.1-Feri müdahil ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;HUMK 57.maddesinde, "müdahil, lehine müdahale ettiği tarafla birlikte hareket eder.Ancak hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir" şeklinde düzenlenmişir. Başka bir deyişle, müdahil davada tarafmış gibi, müdahil hakkında hüküm verilemez.Bu nedenle hükme karşı temyiz yolun başvurma hak ve yetkisi sadece asıla yani lehine müdahil olunan tarfa aittir. Lehine müdahale edilen taraf, hükmü temyiz ederse, onunla birlikte hareket etme yetkisine sahip oloan müdahil de, hükmü, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebilir. Lehine müdahil olunan taraf, hükmü temyiz etmez ise feri müdahilin yalnız başına hükmü temyiz etme yetkisi yoktur.Fakat, HUMK 57. maddesine aykırı olarak feri müdahil hakkında hüküm verilmiş ise, feri müdahil sadece hükmün sadece kendisine ilişkin bölümünü temyiz edebilir.Somut olayda, feri müdahil ... davaya davalı ... yanında müdahil olmuştur. Bu açıklamalar ışığında davalı ... hükmü temyiz etmiş ise de, feri müdahil ...'un hükmü tek başına temyiz etme hak ve yetkisi olmadığı gibi, mahkemece feri müdahil olan ... hakkında hüküm de kurulmadığına göre,feri müdahil ...'un temyiz etme imkanı bulunmamaktadır.Hal böyle olunca; feri müdahil ... vekilinin temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.2-1086 sayılı HUMK'nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahsedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.Somut olayda, mahkmece, kararın gerekçe kısmında, davacı kask takmadığından kaza tarihindeki teminat limit olan 150.000,00 TL den %20 oaranında müterafik kusur indirimi yapıldığı netice olarak 120.000,00 TL üzerinden davanın kabulü gerektiği belirtilmesine karşın hüküm kısmında davanın kısmen kabulü ile 125.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Bu bakımdan kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ortaya çıkmasına neden olup HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.3-Öte yandan kabule göre ise, davacı, sürücüsü olduğu motorsikletin ve karşı motorsikletin ZMMS'si olmadığından davalı ... Hesabına 24.03.2011 tarihinde başvurmuş, ... 06.06.2011 tarihli cevabi yazısı ile ödeme yapmayacağını davacıya bildirmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 99/1.maddesinde "sigortacının, kendisine tazminat ödenmesi için gerekli ihbar yapılıp belgenin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapacağı" hükme bağlanmıştır.Davalı sigortacı (ZMMS yok ...) yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü ancak bu tarihte, böyle bir başvuru ise dava tarihinde doğmaktadır. Bu halde davalı ... Hesabının 31.03.2011 taraihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Somut olayda, mahkemece, davacının kask takmaması nedeniyle %20 oranında yapılan müterafik kusur indirimi teminat limit olan 150.000,00 TL üzerinden yapılmıştır. Oysa 23.01.2014 tarihli Av. ... tarafından düzenlenen aktüer raporunda davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararaı toplam 219.940,89 TL olarak hesap edilmiş olup müterafik kusur indiriminin bu rakam üzerinden yapılması gerekirken kaza tarihindeki teminat limiti üzerinden yapılması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentde açıklanan nedenlerle, feri müdahil ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.6.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.