MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'ün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 28.8.2007 tarihinde dava dışı Mustafa Bilgili'ye, Mustafa'nın 20.11.2007 tarihinde borçlunun oğlu ...'e, ...'in 10.4.2008 tarihinde....nin 9.5.2008 tarihinde ...'ye,...'nin 28.12.2009 tarihinde 1/2'şer pay olarak ...'a, ...'ın 25.2.2010 tarihinde ...'ın 26.3.2010 tarihinde ...'ın 19.4.2010 tarihinde...'un da 2.6.2010 tarihinde davalı ...'a sattığını, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek 2.6.2010 tarihli tasarrufun İİK'nun 280/1 madde gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu ..., davacıya borcu bulunmadığını takip konusu senedin boş olarak ve teminat olarak verildiğini, bu konuda açtığı menfi tespit davası ile ceza davasının derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı iyiniyetle dava dışı...'den aldıklarını, borçludan sonraki sekizinci malik olduklarını, taşınmazı aldıkları sırada borçlunun oğlu ...taşınmazda kiracı olduğundan yedi aylık kira bedeli ile 2.6.2010 tarihli tahliye taahhüdü aldıklarını, taşınmazın 31.12.2010 tarihinde tahliye edilerek müvekkiline teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacının iddiasının borçlu'dan taşınmazı devralan ve sonradan davalı ...'a kadar arada yer alan tüm kişilerin ve dolayısıyla davalı ...'ın da kötüniyetli olduğu yönünde olduğundan ve bu iddianın ispat edildiği kanaatine varıldığından aradaki maliklere davanın yöneltilmemiş olmasının sonuca etkili görülmediği, davalı ...'ın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 2.6.2010 tarihli tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu 2.6.2010 tarihli tasarrufun davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkirdir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmaz davalı borçlu tarafından 28.8.2007 tarihinde dava dışı ....'nın 20.11.2007 tarihinde borçlunun oğlu ... ...'e, ...'in 10.4.2008 tarihinde ...'nin 9.5.2008 tarihinde...'ın 25.2.2010 tarihinde ...ın 26.3.2010 tarihinde ...'ın 19.4.2010 tarihinde...'e...'un da 2.6.2010 tarihinde davalı ...'a sattığı anlaşıldığından İİK'nun 282 madde gereğince öncelikle borçlu ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan 3.kişi ...'nin davaya dahil edilmesi, davacı vekili aradaki maliklerin tamamının kötüniyetli olduğunu belirterek sekizinci malik ...'a dava açtığından ...'den sonraki tüm maliklerin davaya dahil edilmesi için davacı vekiline süre verilmesi duruşma gün ve saatinin borçludan sonraki ...'a kadar olan tüm maliklere tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, bildirecekleri delillerin toplanması dava konusu tüm tasarrufların İİK 277,278,279,280,283.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir. Kaldı ki, kendilerine dava yöneltilmeyen maliklerin savunma hakkı alınmadan kötüniyetli olduklarının kabulü de doğru değildir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 12/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.