Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7251 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21050 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, borçlu şirket hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için ..Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/678 Esas ve 2007/272 Karar sayılı ilamı ile bir kısım bağımsaz bölümlerin borçlu şirket adına tesciline karar verilmesine rağmen, borçlu adına tescil sağlanmadan arsa sahipleri tarafından diğer davalılar adına devir yapıldığını ve bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalılar ... vekili, dava için aciz belgesinin olmadığını, ayrıca müvekkilerinin taşınmazları arsa sahiplerinden almadığın ve dördüncü kişi olduklarını ve iyiniyetli olmaları nedeni ile haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ... vekili, 72 nolu bağımsız bölümü 1997 yılında dava dışı ...'ün borçlu yükleniciden satın aldığını, müvekkilinin de 2009 yılında anılan şahıstan satın aldığını ve daha sonra tapunun adına geçirildiğini belirtmiştir.Davalılar ....vekilleri de, ayrı ayrı verdikleri dilekçelerinde taşınmazı 1997 yılında yükleniciden haricen satın aldıklarını ve kullandıklarını daha sonra tapunun aras sahiplerinden devir alındığını belirtmişlerdir.Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/678 Esas ve 2007/272 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile borçlu şirkete verildiği, iflasın ertelenmesi talebinde bulunan borçlunun durumunun davalılar tarafından bilinmesi gerektiği ve anlaşarak mal kaçırma amacı ile birlikte hareket ettiklerinin anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar Sema, Mehmet, Mesut, Mustafa ve İbrahim vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.Somut olayda, 70.000,00 TL üzerinden başlatılan takipte haciz yapılmamış ve aciz durumunu belgeleyen bir belge de alınmamış, mahkemenin kabulünün aksine .Asliye Ticaret Mahkemisinin 2006/281 Esas 21.12.2011 tarihli kararında iflas erteleme talebi borçlunun aktifinin pasifinden fazla olduğu gerekçesi ile red edilmiştir.Kaldıki, dosya içeresindeki belgelerden dava konusu bağımsız bölümlerin borçlu tarafından borcun doğumundan çok önce 1997 ve 1998 yıllarında birkısmının davalılara birkısmının dava dışı şahıslara devredildiği sabit olup bilahare tapularının intikal ettirildiği de sabit olmuştur.Bu durumda, mahkemece davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davalı ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Sema, Mesut, Mehmet, Mustafa ve İbrahim'e geri verilmesine 11.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.