Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7241 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19652 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı bulunduğu aracın, davacıların yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu davacı ...'in ağır şekilde yaralanarak sakat kaldığını, davacı ...'in ise hafif şekilde yaralandığını fakat kafasında ve kolunda ameliyat izlerinin kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı ... için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleştirilen davada, davacının, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili talep edilmiştir.08/05/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için maddi tazminat talebinin 175.472,17 TL'ye yükseltildiği bildirilmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ...'in maddi tazminat davasının kabulü ile davalılar ...’dan, ... mirasçısı olan dahili davalı ...’dan ve davalı ... AŞ'den 140.377,74 TL'nin davalılar ... ve ...’dan olay tarihi olan 09/09/2010 tarihinden itibaren, davalı ... AŞ'den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’e verilmesine, (sigorta şirketi sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı tutulmasına), birleştirilen davada, davanın kabulü ile 35.094,43 TL'nin dava tarihi olan 10/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı ...’e verilmesine, (sigorta şirketi sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı tutulmasına), manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı ... için 12.000,00 TL, davacı ... için 500,00 TL olmak üzere toplam 12.500,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve dahili davalı ...’dan olay tarihi 09/09/2010’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda hükme esas alınan raporda, maluliyet oranının Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre belirlendiği belirtilmiştir. Oysa, maluliyet oranının kaza tarihinde geçerli "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre tespit edilmesi gerekir. Bu husus gözden kaçırılarak hatalı rapor hükme esas alınıp yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3-Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda, tanık beyanlarına göre, davacı ...'in tabla ile meyve-sebze sattığı, günlük gelirinin 40-60 TL olduğu, günlük 50 TL kazanç elde ettiğinin kabul edilmesi halinde aylık gelirinin 1.500 TL olduğu belirtilmiş ve kabul doğrultusunda hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, davacının yaptığı işten elde edebileceği ortalama günlük ve aylık gelirin ilgili odalardan sorulması, yapılan işin niteliği, davacının her gün çalışmasının mümkün olmadığı gözetilmeli ve gerektiğinde aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.4-İşleten sıfatıyla davalı olarak gösterilen ...'ın, dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılmıştır. TMK.nun 28. maddesi hükmüne göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gibi 4.5.1978 gün 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere; ölü kişinin mirasçılarına davayı yöneltmek suretiyle davanın yürütülmesi veya ıslah yolu ile de davaya devam edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’da dahili davalı müessesesi düzenlenmediği halde, davalının mirasçılarına tebligat yapılıp davaya devam edilerek mirasçılar hakkında karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Hatice ve Talat'a geri verilmesine 11.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.