Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 71 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4836 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :............Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalının şirketleri nezdinde işçi olarak çalıştığını, dava dış....... ile şirketleri arasında imzalı hizmet alım sözleşmesi gereği, bu idareye ait aracın davalının sevk ve idaresindeyken tek taraflı trafik kazası yaptığını, davalının kazada tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle araçta oluşan hasar bedelinin dava dışı idare tarafından şirketlerinin hak ediş bedelinden kesildiğini, böylece davacının davalı yerine ödeme yapmış olduğunu, davalı ile aralarındaki iş akdinin 3. maddesine göre görev gereği işçiye teslim olunan demirbaş ve malzemede oluşacak hasardan işçinin sorumlu olduğunu, davalının sebep olduğu ve davacının ödediği 37.614,82 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın işçi-işveren arası ilişkiden kaynaklı olduğu ve ayrıca davacının şirket olması nedeniyle mahkemenin görevsiz olduğunu, davalının kazada kusuru olmadığını, talep olunan hasar bedelinin fahiş olduğunu, davalının kullandığı aracın kış lastiği olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 37.614,82 TL'nin 14.03.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası nedeniyle zarar gören araçta oluşan hasar bedelini ödeyen davacı işverenin ödediği bedelin, olayda kusurlu bulunan davalı sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkindir. 1-Davacı taraf, dava dışı idare ile yaptığı sözleşmeyle üstlendiği taşıma işinin yürütümü için çalıştırdığı davalı işçisinin sebep olduğu kazada oluşan araç hasar bedelini ödediği iddiası ile bu bedelin rücuen tahsili isteminde bulunmuş; davalı işçi ise, kazada kusuru olmadığı, kazanın araçta kış lastiği bulunmaması nedeniyle oluştuğu, davacı işverenin zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuş; mahkemece, davacının ödediği bedel için davalıya rücu hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının, dava dışı........... ile taşıma işine ilişkin hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşme kapsamındaki işin yürütülmesi için davalıyı işçi olarak çalıştırdığı, dava konusu kazanın davacının üstlendiği işin yürütülmesi sırasında meydana geldiği ve dava dışı idareye ait araçta oluşan hasar bedelini davacının ödediği hususları taraflar arasında ihtilaf konusu olmayıp bu hususlar dosya kapsamı ile de sabittir. Taraflar arasında ihtilaflı olan husus, kazada davalının kusurlu olup olmadığı ve doğan zarardan davacı işverenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde İş Mahkemeleri'nin görevi "İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi" denilmek suretiyle belirlenmiştir.Somut olayda; davacı, dava dışı idare ile imzaladığı hizmet alım sözleşmesi gereği üstlendiği işi yürütmek için davalıyı çalıştıran işveren statüsündedir.Davalı da davacının işçisi olup bu iş ilişkisi kapsamında, davaya konu kazada hasarlanan aracın sürücülüğünü yapmaktadır. Davacı ile davalı arasında imzalı iş akdi gereği tarafların işçi-işveren sıfatında olması, davacı işverenin iş güvenliğinin sağlanması konusunda gerekli önlemleri alıp almadığı, davacının iş akdine dayalı olarak davalı işçisine rücu şartlarının oluşup oluşmayacağı konusundaki uyuşmazlığın Çözümünde iş kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektireceğinden davaya bakma görevi İş Mahkemeleridir. Bu durumda mahkemece, İş Mahkemesi'nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 11.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.