MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, davalının araç maliki olduğu müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı bulunan ..........plaka sayılı aracın 10/02/2006 tarihinde ......... tarafından ehliyetsiz olarak kullanılırken meydana gelen trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan ...'nin yaralanmasına sebebiyet verildiğini, kazada davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğunu, kaza sonrasında yaralanan ...'nin yakınları tarafından müvekkili aleyhine tazminat davası sonucu hükmün icraya konulması neticesinde müvekkili tarafından 14/05/2008 tarihinde 54.465,00 TL ödendiğini, 2918 Sayılı Kanunun 36 vd. maddeleri gereğince gerekli ehliyete sahip olmayanlar tarafından aracın kullanılması sırasında oluşan zararların teminat dışında olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartnamesinin 4.maddesi gereğince tazminatı gerektiren olayın, aracın KTK hükümlerine göre gerekli ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmesi halinde ödemede bulunan sigortacının sigorta ettirene rücu edebileceğini belirterek, müvekkili tarafından vefat edenin yakınlarına ödenmiş olan 54.465,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, kaza tarihinde müvekkilinin işleten olmayıp aracı satmış olduğunu, araç malikinin tazminattan sorumlu tutulabilmesi için aracı fiili hakimiyet altında, tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletmesi gerektiğini, ancak müvekkilinin kazadan önce aracı İsmail Akyapı isimli şahsa sattığını, bu şahsın oto alım satım işi ile uğraşmakta olup, aracın devir işlemleri ile ilgili olarak müvekkilini bir süre oyalamış, daha sonra da aracı 3. bir kişiye satarak devrini ona verdirmiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının asıl dava dosyası ile asıl dosya ile birleştirilen aynı mahkemenin 2012/562 esas nolu ve birleştirlen .......ASHM'nin 2012/617 esas nolu dava dosyalarındaki davacının taleplerinin davalının pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ehliyetsiz sürücünün sebep olduğu trafik kazasından kaynaklanan rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B-4 maddesinde de sigortacının rücu hakkı düzenlenmiş, B-4.c maddesinde “tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gerekli ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş olması halinde“ sigortacının rücu hakkı bulunduğu bildirilmiştir.Somut olayda davacı vekili müvekkiline zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın karışmış olduğu kazada araçtaki dava dışı yolcunun %85 maluliyeti nedeniyle ödemiş olduğu tazminatı, sigortalı aracın sürücüsünün sürücü belgesine sahip olmaması nedeniyle sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece sigortalı aracın mülkiyetinin kaza tarihinden önce el değiştirmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda dava konusu sigortalı araç Ekim 2005 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye KTK. 20/d maddesinde gösterildiği gibi değil haricen satılmış, 10.02.2006 tarihinde ehliyetsiz sürücünün idaresinde kaza gerçekleşmiş, davacı..... tarafından trafik sigortası kapsamında kaza nedeniyle dava dışı yolucunun maluliyeti nedeni ile tazminatı ödenmiştir. Davacı ile davalı arasındaki zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşme hükümleri geçerli olup kaza sırasında araç, ehliyetsiz sürücü tarafından kullanıldığından sigortacının akidi olan sigortalı davalıya rücu hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, davacı sigortacının davalıya rücu hakkı olduğu kabul edilerek, kaza nedeniyle üçüncü kişinin maluliyeti nedeniyle gerçekleşen zarar ve kusur yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.