MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu trafik sigortası bulunmayan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında hayatını kaybeden yolcu ...'ın hak sahipleri için toplam 20.786,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile yaralanan kişiler için 11,57 TL tedavi gideri ödemesi yapıldığını, ödenen tazminatın rücuu amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili; aracın kazadan çok önce haricen başkalarına satıldığını, müvekkilinin aracı kazadan önce 5838 sayılı yasa gereğince 18.09.2009 tarihinde trafikten çektiğini, araçla hukuki ve fiili bağı kalmadığını ve işleten sıfatının bulunmadığı belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK'nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işleten sıfatının üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa'nın 3. maddesinde, “işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.Yine Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 36. maddesinde araçların her çeşit satış ve devirlerinin Noterler tarafından yapılacağı, Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devir işleminin geçersiz olduğu belirtilmiştir. Maddenin açık lafzından da anlaşılacağı üzere Noterler dışında yapılan araç satışına ilişkin sözleşmeler geçersiz olup bu sözleşmeler araç mülkiyetinin başkasına intikal etmesi sonucunu doğurmaz.Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması şarttır.Somut olayda, davalı ...'ya ait olan aracın çok uzun süre önce başkalarına satıldığı ve kazadan önce trafikten çekildiği iddia edilmiştir. Trafik kayıtlarında da aracın 18.09.2009 tarihinde trafikten çekildiği belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece, aracın trafikten çekilme tarihi itibariyle davalı malikin zilyedliğinde olup olmadığı, aracın trafikten çekilme nedeni, tekrar trafik siciline tescil edilip edilmediği, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği gereği işleten sıfatının halen devam edip etmediği, işleten sıfatı devam etmiyorsa ne zaman sona erdiği hususları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'ya geri verilmesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.