MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, davalı idare tarafından dava dışı ......'ın vergi borcu nedeniyle gönderilen ........2009 tarihli ....700,00 TL meblağlı haciz ihbarnamesinin ........2009 tarihinde tebliğ edildiği bildirilen ...'in müvekkili şirketin müdürü olmasına rağmen tebligat parçasındaki imzanın şirket müdürü ...'e ait olmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu,haciz ihbarnamesini davalı idare tarafından gönderilen ........2010 tarihli yazının ........2010 tarihinde tebliği ile öğrendiklerini, müvekkili şirkette geçici olarak çalışan kamu borçlusu.......'ın müvekkili şirketten alacağı bulunmadığını belirterek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Bakanlık vekili, ........2009 tarihli tebligatın usulüne uygun olarak davacı şirket müdürüne yapıldığını, hacze itiraz edilmediğinden alacağın kesinleştiğini, davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia,savunma toplanan delillere göre ........2009 tarihli haciz ihbarnamesinin ........2009 tarihinde davacı şirket yetkilisi ...'e bizzat tebliğ edildiği, Adli Tıp Kurumu ....... Şubesinin raporunda anılan tebligat evrakındaki imzanın davacının yetkili temsilcisi .....'in eli ürünü olduğunu gösterir yeterlik ve nitelikte bulgu saptanmadığı belirtilmiş ise de hakimin bilirkişinin mütalaasıyla bağlı olmadığı,kaldı ki raporda imzanın kesinlikle davacı temsilcisinin elinden çıkmadığının belirtilmediği, mahkemece yapılan gözlemde tebligat parçasındaki imza ile şirket temsilcisinin imza örnekleri arasında benzerlik bulunduğu,tebligatı yapan posta görevlisinin kasten davacı aleyhine usulsüz tebligatı usulüne uygun yapılmış gibi gösterecek şekilde gerçeğe aykırı tebligat evrakı tanzim etmesini gerektirecek husumet,menfaat çatışması borç ilişkisi gibi vaziyetin mevcudiyetinin davacı tarafından ileri sürülmediği, dosyada bu yönde hiçbir bilgi ve bulgu olmadığı,hayatın olağan akışına göre resmi kurum ve kuruluşlardan yapılan tebligatın içeriğinin muhatabınca öğrenilmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğu, usulüne aykırı tebligatın içeriğinin öğrenilmesi halinde usulüne uygun tebligatın hüküm ve neticelerinin doğacağı gerekçesiyle davanın reddine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79/son maddesi uyarınca davacının itiraz ettiği ve haksız çıktığı tutarın %... oranında ... inkar tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... .... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79 maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan madde gereğince haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs,borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren ... gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır.....kişinin süresinde itiraz etmemesi halinde mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde ....kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunun ... ve ....maddelerinde hükmü şahıslara, ticarethanelere, hükmü şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat esasları düzenlenmiştir. Anılan Yasanın .../... maddesi gereğince; hükmü şahıslara tebliğ, yetkili mümessillerine, bunlar birden fazla ise,yalnız birine yapılır. Somut olayda davacı vekili, ........2009 tarihli haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin ........2009 tarihli tebligat evrakındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, haciz ihbarnamesini idare tarafından gönderilen ve ........2010 tarihinde tebliğ edilen yazı içeriği ile öğrendiklerini belirtmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığının ........2011 tarihli raporundan ........2009 tarihli tebligat evrakındaki imzanın davacı şirket yetkilisi ...'in eli ürünü olduğunu gösteren yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanamadığı belirtilmiştir. Anılan rapor gereğince ........2009 tarihli tebligatın Tebligat Kanunun .../... maddesi de göz önüne alınarak geçersiz olduğu kabul edilerek davacının haciz ihbarnamesini davalı idare tarafından gönderilen ........2010 tarihinde tebliğ edilen yazı ile öğrendiği ve davanın ........2010 tarihinden itibaren ... yıllık süre içinde açıldığı kabul edilerek davanın esas yönden incelenmesi gerekmektedir. Bu amaçla dava dışı kamu borçlusu .....'ın davacı şirkette çalıştığı dönemi ve maaşını gösterir kayıtlar ile davacının ticari defterleri üzerinde, davacının haciz ihbarnamesini öğrendiği ........2010 tarihi itibarıyla dava dışı vergi borçlusu......'ın davacı şirketten alacağı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla mali müşavir bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddi ve %... tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.