Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6847 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 172 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasında görülen tesbite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin (Antalya Kadastro Mahkemesinden verilen 4.5.2004 gün ve 617-11 sayılı hükmün duruşma yapılması isteğiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı ibrahim mirasçıları, davalı Abdurrahman mirasçıları ile davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından istenilmiş olmakla temyiz isteğinin süresinde olduğu tesbit edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 255 ve 256 parsel sayılı sırasıyla 28100 ve 6400 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 255 nolu parsel satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ibrahim, 256 nolu parsel ise bağış nedeniyle Abdurrahman adına tesbit edilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün tapu kaydına dayalı itirazı kadastro komisyonu tarafından 255 nolu parsel yönünden kabul, 256 nolu parsel yönünden reddedilmiştir. Davacı İbrahim tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 255 nolu parsel hakkında davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü ise tapu kaydı ve mahkemece kararına dayanarak, 256 nolu parsel hakkında ayrı ayrı açtıkları davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda, mahkemece ibrahim davasının kısmen kabulüne bilirkişi raporunda A ile 3676 metrekarelik kısmın davacı ibrahim mirasçıları adına, B ile 24424 metrekarelik işaretli kısmın ise tesbit gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü adına, 256 nolu parsel yönünden davanın kabul ile Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı İbrahim mirasçıları, davalı Abdurrahman mirasçıları ile davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, 255 nolu parselin 22.12.2003 günlü krokide (A) harfi ile işaretli 3676 m2 lik kısmının davalı Abdurrahman ile davacı ibrahim'in dayandığı Mayıs 1330 tarih 84 nolu tapu, 256 nolu parselin tümü ile 255 nolu parselin (B) ile işaretli 24424 m2 lik bölümünün ise 982 tarihli Muratpaşa Vakfiyesi ve ona göre oluşturulan 1.8.1936 tarih 1 sıra numaralı vakıf tapusu kapsamında kaldığı gerekçesiyle (A) ile işaretli bölümün davacı İbrahim mirasçıları adına, 256 nolu parselin tümü ile 255 nolu parselin (B) ile işaretli bölümünün Vakıflar İdaresi adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Kadastro sırasında 255 nolu parsel irsen intikal, taksim, satın alma ve zilyetliğe ibrahim, 256 nolu parsel ise bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğe dayalı olarak Abdurrahman adlarına tespit edilmiş, Vakıflar idaresinin itirazının kısmen kabulü ile komisyonca 255 nolu parselin Vakıflar İdaresi adına, 256 nolu parselin ise ilk tespit gibi Abdurrahman adlarına tespitine karar verilmiş, Vakıflar idaresi 256 parsele, ibrahim ise 255 nolu parsele yönelik olarak dava açmışlardır. Her iki tarafta ayrı kökten ve ayrı nedenlere dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarına dayandığına göre kayıt kapsamlarının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerekir. Daha önce hazine ile Orman İdaresi arasında hakem marifetiyle görülen dava sonunda verilen 9.4.1973 tarih 40-48 sayılı kararın ve kararın eki olan Vakıf tapusunun kapsamı ile ilgili krokinin ilamın tarafı olmayan Abdurrahman ve ibrahim yönünden bağlayıcılığı düşünülemez. Mahkemece Vakıf tapusunun dava konusu taşınmazlarla birlikte dava dışı çok geniş bir alanı kapsadığı, ibrahim ve Abdurrahman'in dayandığı tapunun ise 255 nolu parselin (A) ile işaretli yeri kapsadığı kabul edilmiştir. Öncelikle Vakıflar idaresinin dayandığı tapu kaydını kapsamının yazılı değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlar itibariyle yüzölçümüyle geçerli olacağında du-raksamamak gerekir. Ayrıca Abdurrahman ve ibrahim tapusunun güney sınırı yol okuyup yapılan uygulama sonucu yolun da 257 ve 259 nolu parsellerin güneyinden geçen yol olduğu kabul edilmesine karşın yolla bağlantı ku-rulmaksızın kapsam tayin edilmiş olması da doğru değildir. Yerel bilirkişi ibrahim tapusunun doğu sınırında okunan eski mezarlığın 260, yeni mezarlığın 257 nolu parseller, Halil yerinin kuzeydeki yoldan sonra gelen 253 nolu parsel, güneydeki yolun da 259 nolu parselden sonra gelen yol olduğu ifade edilmekle beraber Vakıf tapusunun uygulanması ile ilgili sözleri soyut içerikli olup, uygulamayı yansıtır ve kayıtta yazılı sınır yerlerini izlemeye olanak verir biçimde kroki de düzenlettirilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, öncelikle dava konusu taşınmazların da bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğrafları merciilerinden istenilmeli, Vakıflar idaresinin dayandığı tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele yada parsellere revizyon görüp görmediği merciilerinden sorulup olduğunda tutanakları getirtilme/i, daha sonra önceki keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerle taraf tanıkları ve hayatta bulunan tespit bilirkişileri eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak taşınmazları ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile gerek Abdurrahman ve ibrahim'in dayandıkları Mayıs 1330 tarih 84 ve gerekse Vakıflar idaresinin dayandığı 982 tarihli Muratpaşa Vakfiyesi ve ona göre oluşturulan 1.8.1936 tarih 1 nolu tapu kayıtları gereği gibi yerlerine uygulanarak kapsamları kesin olarak saptanmalı, gerek ibrahim ve gerekse Vakıf tapusundaki sınır yerleri bilirkişilere arazi üzerinde gezerek göstertilip yerleri düzenlenecek krokiye işaret ettirilmeli keza olduğunda memleket haritası ve hava fotoğraflarının uygulaması yapılarak ona göre kayıtlarda yazılı sınır yerleri belirlenmeli, Vakıflar idaresi tapusunun kapsamının yazılı sınırlarına göre yüzölçümüyle geçerli olacağı, ibrahim tapusunun uyması konusunda kapsamının güneydeki yolla bağlantı kurularak tayin edileceği dikkate alınmalı, taşınmazların her iki taraf tapusu kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde davacılar Abdurrahman ve İbrahim tapusuna daha eski tarihli ve doğru temele dayanması nedeniyle üstünlük tanınması gerektiği düşünülmeli, Muratpaşa Vakfının hangi türvakıflardan olduğu, sicili mahsusuna kayıtlı bulunup bulunmadığı Vakıflar Genel Müdürlüğünden sorulmalı, taşınmazların Vakıf tapusu kapsamı dışında kalması halinde İbrahim ve Abdurrahman'in ve miras bırakanlarının zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, Vakıf tapusuna kapsam tayin edilirken batıdaki Burdur-Antalya Şosesi ile güney sınırındaki şose, boklu dere, Rasim veresesi bahçesi, Mustafa bahçesi, Kızıl hark ve benli Süleyman bahçeleri gibi sabit sınırlardan hareket edilmesi gerektiği dikkate alınmalı, yukarıda açıklandığı üzere hakem kararının ilamın tarafı olmayan, iş bu davanın taraflarından Abdurrahman ve İbrahim'i bağlamayacağı düşünülmeli, komşu parsellere ilişkin kayıtların uygulaması yapılarak taşınmaz yönünü ne şekilde sınır okuduklarına bakılmalı, hakem kararından delillerin değerlendirilmesi ve uygulama bakımından yararlanılmalı, fen bilirkişisine davalı taşınmazlar da dahil olmak üzere çok geniş bir alanı kapsar ve de kayıtların sınırlarında geçen yerleri izlemeye olanak verir biçimde raporlu kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Davacılar ibrahim mirasçıları ve Vakıflar idaresi ile davalı Abdurrahman mirasçılarının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve taraflar yararına bozma yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 20.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.