MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalıya ait aracın sebebiyet verdiği kazada, müvekkiline kasko sigortalı aracın hasarlandığını, 168,585 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı tarafın olayda asli kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 103,938 TL'nın ödeme tarihinden işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, kusuru, hasarı kabul etmediğini, kusurun tamamen davacıya sigortalı araç sürücüsünde olduğunu, müvekkiline ait karla mücadele aracının tüm tedbirleri alarak çalıştığı sırada kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, aynı olayla ilgili olarak .. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/41 E, 2013/198 K sayılı dosyasında; davalı Genel Müdürlüğüne ait kar küreme ve tuzlama aracı sürücüsü ... aleyhinde taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan açılan davada, kazanın oluş biçimi ve kusur yönünden inceleme yapılmadan kaza tutanağında sanığa asli kusur verildiğinden bahisle neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine ve itiraz edilmeden hükmün 24.1.2014 tarihinde kesinleşmesine, bu şekilde kazanın oluş şekli yönünden maddi vakıanın belirlenmemiş ve kesinleşmemiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir. Resmi görevlilerce düzenlenen kaza tespit tutanağında, davalı İdareye ait araç sürücüsüne doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapması nedeniyle asli, davacıya sigortalı yolcu otobüsü sürücüsüne aracının hızını, aracın yük ve teknik özellikleri ile görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması sebebiyle tali kusur verilmiştir. Davalı İdareye ait kar küreme ve tuzlama aracının tepe lambalarının açık olduğu, olay tarihinde havanın kar yağışlı ve buzlu olduğu anlaşılmıştır. Davacıya kaskolu araç 2006 model ... yolcu otobüsü olup, kaza 16.2.2012 tarihinde saat 00.30'da meydana gelmiştir. Davacı, dava dışı sigortalısına 168.585 TL hasar bedelini ödedikten sonra, davalı tarafın olayda asli kusurlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 103.938 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Sigortalı aracın sürücüsü ve muavini, davalı İdare aracının önce karşı şeritte olduğunu sandıklarını, yaklaştıklarında kendi seyir şeritlerinde olduğunu görünce, durmak için frene basıldığını, aracın durması için mesafe bulunduğunu ancak yolun buzlu olması sebebiyle duramadıklarını ifade etmişler, davacıya sigortalı araçta bulunan yolcuların da hazırlık soruşturması ve ceza dosyasında ifadeleri alınmıştır. Eldeki dosyada mahallinde yapılan keşiften sonra Jandarma Tim komutanı bilirkişiden alınan raporda; bilirkişi sürücülerle telefon görüşmesi yaptığını, davalı İdareye ait araç sürücüsünün tüm tedbirleri aldığını, aracında zincir olduğunu beyan ettiğini, davacıya sigortalı araç sürücüsünün aracında zincir olmadığını söylediğini, bu nedenle fren mesafesinin uzadığını, sigortalı araç sürücüsünün davalı aracını gördüğü halde yol durumuna göre hızını ayarlamadığını, davalı aracının kar temizleme işi yaptığını, geçiş üstünlüğü bulunduğunu, manevrayla bu işi yapabileceğini, geniş ve uzun araçlardan olduğunu, davalı aracının arkası davacı aracının şeridine geçmiş görünüyorsada, arka tarafında davacı aracının geçeceği kadar boş alan bulunduğunu, banketin geniş olduğunu, davacıya sigortalı aracın sürücüsünün bu sebeplerle %100 kusurlu olduğunu, davalı İdareye ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını belirtmiştir. Davacı vekili bilirkişinin telefonla sürücüleri dinleyip buna göre rapor düzenleyemeyeceğini, telefon görüşmesine dayanılarak kusur belirlenemeyeceğini belirterek rapora itiraz etmiş ve tutanak tanıklarının dinlenmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde tanık deliline ve kaza tutanağına delil olarak dayanmıştır. Mahkemece, tutanak tanıklarının görgüye dayalı bilgisi olmadığı gerekçesiyle tanık dinletme talebi reddedilmiş, ... alınan raporda, aynen birinci bilirkişi raporundaki sebeplerle davacı tarafın olayda tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin ceza mahkemesi dosyası kapsamı da değerlendirilerek kusur durumunun belirlenmesi yönündeki talebi ile davanın reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.Tarafların dayandıkları tüm delillerin usulünce toplanıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kaza tespit tutanağında belirlenen kusur durumu ile hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki kusur oranları çelişmiştir. Bilirkişinin telefonla tanık dinleme ve bu görüşmeye istinaden kusur belirleme yetkisi bulunmamaktadır. Telefon görüşmesi sonucu alındığı ileri sürülen beyanlara da itibar edilemez.Tanıklar usulüne uygun şekilde mahkeme huzurunda dinlenir. Davacıya sigortalı araçta zincir olmadığına dair bilirkişi raporu dışında delil bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece, davacı vekilince bildirilen tutanak tanıklarının usulüne uygun biçimde dinlenmeleri, daha sonra.... fen heyetinden seçilecek kusur ve hasar konularında uzman bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı, kaza tutanağı, ceza mahkemesi dosyası, tanık beyanları, davacı aracının hasarlı kısımları, çarpışma noktası, yol, hava, trafik durumu, kaza saati vs birlikte değerlendirilip önceki bilirkişi raporları da irdelenerek kazanın meydana gelmesinde sürücülerin, kusur durumunun ve gerektiğinde davacı aracında meydana gelen gerçek zarar miktarının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 7.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.