Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6680 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20593 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı dört taşınmazdaki hissesini 2.3.2009 tarihinde halası ...'a, 11 taşınmazdaki hissesini de 5.3.2009 tarihinde diğer halası davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı borçlu ... savunma yapmamıştır.Davalılar ... vekili, davacıyı tanımadıkları gibi borcu da bilmediklerini, dava konusu taşınmaz hisselerini iyiniyetle ve bedelle hissedar oldukları için aldıklarını,....'in ise borçlunun babasının teyzesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, 23.3.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, borç tarihinde borçlunun 20 yaşında ve öğrenci olduğunu, borçlunun 25.3.2009 tarihinde davacıdan kiraladığı araç ile kaza yaptığını, takip konusu borcun da anılan trafik kazası sonrasında eski tarihli olarak muvazaalı düzenlendiğini, davacı tarafından borcun kaynağının açıklanması gerektiğini, aciz belgesi sunulmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu,borçlu ile diğer davalılar arasında akrabalık bağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde; davacının alacağının 20.8.2008 tanzim 10.10.2008 vadeli bonoya dayandığı, asıl borçlunun, tanık olarak dinlenen ..., kefilin, davalı ... olduğu, borçlular hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, dava dışı asıl borçlu... hakkında icra dosyasında mal varlığı araştırılması yapılmadığı, davalı borçlu...'a ait iki adet taşınmaz hissesine haciz konulduğu, davalı ...'e haciz ihbarı gönderildiği bunun dışında işlem yapılmadığı, görünüş itibarıyla iptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.Diğer yandan, davalı 3.kişiler vekili, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, bononun tanzim tarihinde borçlunun 20 yaşında ve öğrenci olup davacıdan 60.000 TL borç almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takip konusu bononun iptali istenen tasarruflardan sonra, borçlunun davacıdan kiraladığı .... plakalı araçla 25.03.2009 tarihinde yaptığı kaza nedeniyle araç hasarı için eski tarihli olarak düzenlendiğini belirterek, borcun kaynağına ve doğum tarihine itiraz etmişlerdir.Tanık olarak dinlenen ve aynı zamanda takip konusu bononun borçlusu olan..., takip konusu bononun kaza nedeniyle araç hasarı için düzenlendiğini, kendisinin de kefil olduğunu beyan etmiştir.Davacı vekili ise dava dilekçesinde takip konusu alacağın borç olarak verilen para alacağı için düzenlendiğini belirtmiştir.Bu durumda, Mahkemece davacının gerçekte alacaklı olup olmadığının tespiti amacıyla, borcun doğumuna ilişkin 3.kişilerce ileri sürülen savunmanın üzerinde durulması, bu konuda davacı ve davalı 3.kişilerin bildirdiği ve bildireceği delillerin toplanması, 26.03.2009 tarihli maddi hasarlı kaza ile ilgili müracaat tutanağı ve anılan tutanağa dayalı olarak yapılan işlemlere ait belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, banka kayıtları celpedilerek, gerektiğinde davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılması, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı, gerçek bir alacak ise borcun doğum tarihinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesis isabetli görülmemiştir.Yine takip dosyası kapsamından İİK'nun 105. maddesi kapsamında geçici veya İİK'nun 143 madde kapsamında kat'i aciz belgesi sunulmadığı anlaşıldığından bu konuda davacı vekiline aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi, sunulduğu takdirde diğer iptal koşulları incelenerek dava konusu tasarrufların İİK 278,279,280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirmesi ve sonucuna göre karar verilmesi; aksi halde aciz belgesi sunulmadığı takdirde önkoşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'a geri verilmesine 5.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.