Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6674 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20331 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla işyerini 5.6.2009 tarihinde kardeşi davalı ...'a devrettiğini belirterek davalılar arasındaki işyeri devrine ilişkin tasarrufunun iptalini talep etmiştir.Davalı borçlu ..., davacıya borcu bulunmadığını, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu işyerini 20.5.2009 tarihinde kapattığını, davalı kardeşinin ise aynı adreste yeni işyeri açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, davacının alacağı bulunmadığını, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu işyerini boş olarak 30.5.2009 tarihinde kiraladıklarını yeni malzemeler ile 15.6.2009 tarihinde işe başladıklarını, davalılar arasında işyeri devri yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalıların kardeş olması nedeniyle dava konusu işyeri devrinin İİK 278/3 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.Somut olayda davacı vekili, eldeki davayı ...İcra Müdürlüğünün 2010/7805 sayılı takip dosyasından 15.10.2010 tarihinde düzenlenen rehin açığı belgesine dayalı olarak 18.3.2011 tarihinde başlattığı Mersin 1.İcra Müdürlüğünün 2011/2176 sayılı takip dosyasındaki alacağına ilişkin olarak açmıştır. Mahkemece öncelikle ....İcra Müdürlüğünün 2010/7805 sayılı takip dosyası istenerek davacı ile davalı borçlu arasındaki borcun doğumunun tespiti, takip konusu borcun iptali istenen 5.6.2009 tarihli tasarruftan önce doğduğunun belirlenmesi halinde ise 2010/7805 sayılı takip dosyasından düzenlenen 15.10.2010 tarihli Rehin açığı belgesi aciz belgesi niteliğinde olmadığından ve 2011/2176 sayıl takip dosyasından da düzenlenmiş geçici (8.4.2011 tarihli haciz tutanağı İİK'nun 105 maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde görülmediğinden) veya kati aciz belgesi sunulmadığından davacı vekiline aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi sunulduğu takdirde davanın esasına girilerek toplanan delillere göre dava konusu tasarrufun İİK 278,279,280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, aksi takdirde yani borcun, iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu veya aciz belgesi sunulmadığı takdirde dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.