Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6660 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4132 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davacı tarafından bileşik ürün sigorta poliçesi ile 28/12/2011-28/12/2012 tarihleri arasında sigortalı bulunan ....'nin kiracı olarak kullandığı, davalıların bina maliki olduğu, ... ... Blok No:.../... .../... adresindeki işyeri ve depoda bulunan demirbaş ile tıbbi emtialerın 26/01/2012 günü işyerinin kapalı olduğu gece saatlerinde işyerinin girişinde bulunan su saatinin ana şebekeden gelen su borusunun patlaması sonucu suyun bodrum kattaki depoya sirayeti sonucu hasara uğradığını, sigortalı işyerinin binanın tamamında faaliyet gösterdiğini,taşınmazın tapuda davalılar'a ait olup, ...'ün aynı zamanda dava konusu zararın meydana geldiği sigortalı işyerinin kiralayanı sıfatına haiz olduğunu, meydana gelen zarardan dolayı BK. 58. Maddesi gereğince müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, ...'ün bina maliki olmaktan kaynaklanan sorumluluğunun yanı sıra işyerinin kiralayanı sıfatına da haiz olması nedeniyle meydana gelen zarardan dolayı BK. 249 maddesi gereğince ayrıca sorumluluğu bulunduğunu, belirterek toplam 41.209,00 TL sigorta rücu tazminatının, 08/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, davalı ...'ün dava konusu olan iş yerini davacı şirketin sigortalısı olan ....'ye 01/09/2010 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi ile aylık net 1.400,00 TL net + aidat dahil olmak üzere kullanıma hazır yapılı boş işyerini ofis olarak kira müddeti 1 yıllık olarak kiralandığını, halende kiracı olarak dava konusu işyerinde kiracı olarak bulunduğunu, ana şebekeden gelen su borusunun davacının işyerinin içerisinde olup, bunun denetim ve kontrolünün ona ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davalının kiracısı olan sigortalının işyerindeki açıkta bulunan su borusunun kırılmasının ancak harici bir darbe ile mümkün olduğu bina içinde olup sadece kiracının kullanımı ve gözetimindeki su borusunun darbeye bağlı kırılmasının ancak kullanıcının yani kiracı sigortalının kusuru sonucunda meydana gelmesi ile zararın oluştuğu bu suretle kiracı sigortalının kusuru nedeni ile illiyet bağı kesildiğinden davalı bina maliklerinin sorumluluktan kurtulmuş oldukları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, 01.09.2010 başlangıç tarihli kiralama sözleşmesine istinaden davalı ...'ün davacının sigortalısı şirkete kiraladığı işyerinde oluşan hasarın rücuen tazmini istemine ilişkindir. HMK 4. maddesi uyarınca, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları inceleme görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Bu durumda, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.