Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6481 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7135 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2009/390-2012/421Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalı Murat'ın işleteni, davalı Ender'in sürücüsü, davalı G.Sigorta AŞ'nin trafik sigortacısı olduğu motosiklette yolcu olarak bulunan destek A. E.'nun, diğer davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu kamyonetin motosiklete çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne Leyla için 500,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, davacı baba Adem için 500,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin maddi tazminatla sorumlu olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini davacı Leyla için 19.057,43 TL'ye, davacı Adem için 10.994,67 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.Davalı A.. K.. vekili, dava konusu olayda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur. Davalı E.. S.. AŞ vekili, müvekkil şirketin poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğunun olduğunu, dava konusuolay ile ilgili davacıların herhangi bir başvurularının bulunmadığını bildirmiştir.Diğer davalı G.Sigorta AŞ vekili, dava konusu olayda hatır taşıması söz konusu olduğunu, buna göre tazminat hesabında indirim yapılması gerektiğini, ayrıca olay sırasında kask takmadığı ve ehliyetsiz sürücünün kullandığı motosiklete binmesi nedeniyle desteğin olayda müterafik kusurlu olduğunu beyan etmiştir.Davalı M.. T.. ve E.. D.., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı M.. T.. hakkında açılan davanın takipsiz bırakılması sebebiyle açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden maddi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulü ile davacı A.. E.. için 8.246,00 TL, davacı L.. E.. için 14.293,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, faizin davalı A.. K.., BYK Dayanıklı Mallar Tic.Ltd.Şti. ve E.. D.. için olay tarihi 14.09.2009, diğer davalı sigorta şirketleri yönünden 11.11.2009 tarihinden itibaren yürütülmesine, davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına, manevi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulü ile davacı A.. E.. için 6.000,00 TL, davacı L.. E.. için 6.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 3.000’00er TL manevi tazminatın olay tarihi 14.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar A.. K.., BYK Dayanıklı Mallar Tic.Ltd.Şti. ve E.. D..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, desteğin araçta hatır için taşındığı belirtilerek hesaplanan tazminattan %25 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır. Destek, davalı E.. D..'ın aracında yolcu olarak bulunmakta olup hatır taşıması indiriminden davalı E.. D.., işleteni davalı M.. T.. ve trafik sigortacısı G. Sigorta AŞ yararlanabilir. Karşı araç işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olan diğer davalılar ise yararlanamaz. Bununla birlikte, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda 818 sayılı sayılı Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakta ise de bu indirimin yapılabilmesi için davalının savunmasında bu hususu ileri sürmesi icap eder.Davalı G. Sigorta AŞ vekili, hatır taşıması savunmasında bulunmuş olup davalı E.. D.., davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamış, davalı M.. T.. yönünden açılan dava ise atiye bırakılmıştır. Bu durumda mahkemece, sadece davalı G. Sigorta AŞ yönünden hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tüm davalılar yönünden indirim yapılması isabetli değilir.2-818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK'nun 56. maddesi), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.