MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vergi idaresi vekili, borçlu hakkında vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca takip başlattıklarını, takipleri sonuçsuz bırakmak için borçlunun adına kayıtlı taşınmazını davalı ...'a sattığını, belirterek borçlu ve diğer davalı arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı ... vekili, iptal davasının dinlenmesi için tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği, vergi borcunun 2011-2012 dönemine ait olduğunu tasarrufun 2010 yılında yapıldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği, dava konusu olayda vergi borcunun tahakkuk tarihinin 25.03.2011 ve sonrası olduğu tasarrufun ise 30.09.2010 tarihinde yapıldığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vergi idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.6183 sayılı Yasa'nın 37.maddesi 2.fıkrasında özel kanunlarda ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının maliye vekaletince belirlenen usule göre yapılacak tebliğden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerektiği, 54.maddesinde ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı yine anılan yasanın 55.maddesinde iseamme alacağının vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları için ödeme emrinin tebliğ edileceği belirtilmiştir. Vergi Usul Kanunun 112/1 maddeside aynı yönde olup 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunun 27 maddesi 3.fıkrasında yargılama sırasında tahsil durdurulmuş ise kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yine 6183 sayılı Yasa'nın 27.maddesinde – Amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmayanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Somut olayda, dosya içerisindeki ödeme emri ve haciz tutanağı içeriğinden borçlunun vergi borcunun 2010 yılı 1. ve 12. ayları arasındaki dönemi de kapsadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tasarruf ise borçlu tarafından 30.09.2010 tarihinde yapıldığından tasarrufun borcu doğumundan önce yapıldığından söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek, borçlu ve diğer davalı arasındaki tasarrufun iptale tabi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.