Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 617 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7654 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davalı ...'nın sevk ve idaresinde bulunan, işleteninin diğer davalı şirket olduğu kamyonun, içinde bulunan hafriyatla müvekkillerine ait konuta çarptığını, bunun sonucunda konutun bir kısmının tamamen, bir kısmının da kısmen kullanılamaz hale geldiğini, içinde bulunan eşyaların da kullanılamaz hale geldiğini, harman olarak kullanılan taşınmazın taşlarla dolduğunu, taş duvarın yıkıldığını, ağaçların ve arazinin de büyük bir zarar gördüğünü, olay yerinde tespit yaptırdıklarını, zararları olan toplam 10.649,00 TL'nin davalılardan alınarak tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 12.756,50 TL ye çıkarmıştır.Davalı ..., hakkında yürütülen soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, trafik görevlilerince düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında tarafına herhangi bir kusur atfedilmediğini, kazanın yoldan kaynaklanan sorunlardan meydana geldiğini, davacıların yol payını düşünmeden yolun hemen kenarına ev ve duvar inşa ettiklerini, beyan etmiştir.Davalı....... vekili, davaya konu olayın müvekkili şirketin haberi olmadan diğer davalının başka bir yere malzeme taşıdığı esnada gerçekleştiğini, davacıların iddia ettikleri miktarda bir zarar olmadığını, müvekkil şirketin bilgisi dışında yaşanan bir kazadan sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuştur.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu kamyonun davacılara ait eve verdiği ileri sürülen zarara yönelik tazminat davasıdır.Yargılama sırasında kusur yönünden iki ayrı bilirkişi raporu alınmış,trafik bilirkişisi 17/05/2013 havale tarihli raporda özetle; davalı sürücünün, dağlık, dik, yokuş, dar ve ham yolda, araçtaki ağırlığı tespit edilmemiş yük ile dönüş yapmak için bankete fazla yaklaştığını, mevcut taş duvarın aracın ağırlığını kaldıramadığını, yolda sağa doğru kaymanın olduğunu, sürücünün bu tehlikeyi anlayarak bankete fazla yaklaşmaması gerektiğini, sürücünün dikkatli ve tedbirli davranmayarak KTK 47/1-d 2 maddesindeki "sürücüler trafik güvenliği ile ilgili yasak, kural, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadır" kuralını ihlal ettiğini ve kazada 8/8 oranında kusurlu olduğunu belirtmiş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin 22/11/2013 tarihli raporunda ise, davalı sürücünün kusursuz olduğu, yol çökmesinin sonuç üzerine %100 (yüzde yüz) oranında müessir olduğu belirtilmiş, mahkemece Adli Tıp Kurumu raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Ancak, kusur oranlarına ilişkin mevcut iki rapor arasında çelişki olduğundan, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Karayolları Genel Müdürlüğü’nden seçilecek uzman kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.