Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6144 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15241 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar ve ihbar olunan .. vekilince istenmiş, davalılar vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.03.2015 Salı günü davacı .... vekili Av... davalılar.. vekili Av. ... ile ihbar olunan .. vekili Av. ... geldi. Diğer ihbar olunan tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı, davalılar ve ihbar olunan vekilleri dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacı sigorta şirketi vekili; davalıların maliki ve kiralayanı bulunduğu..Çarşısının 82, 84 ve 86 numaralı bölümünde 18.01.2006 tarihinde meydana gelen yangının sirayeti sonucunda, müvekkiline iş yeri sigorta poliçesi ile sigortalı olan iki dükkanın hasarlandığını, davalıların zarara neden olan dükkanın maliki ve kiralayanı olmaları nedeniyle zarardan sorumlu olduklarını, hasar nedeniyle 74-75-76 numaralarda faaliyet gösteren iş yeri için 71.100 TL'nin 31.1.2006; 85 nolu işyeri için 17.250 TL'nin 24.1.2006 tarihlerinde sigortalılara ödendiğini belirterek, toplam 88.350 TL hasar bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili; davanın haksız fiiller için öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, yangının müvekkillerinin kiracısı olan..ün ağır kusurundan kaynaklanması nedeniyle müvekkilinin iş yerinde çıkan yangınla davacının sigortalısının zararı arasında illiyet bağı olmadığını, hasar bedelinin fahiş olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; 1 yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükmüne uyulan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.02.2011 tarihli, 2009/3140 Esas, 2011/1414 Karar sayılı bozma ilamında; "... Somut olayda, sigorta ettirenler ile zarar sorumlusu davalılar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesine dayalı olduğu halde, haksız fiil hükümlerine dayalı olarak davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş olmasının isabetli olmadığı, mahkemece davalıların zamanaşımı def’inin kira sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; elektrik elektronik mühendisi, yangın uzmanı, mali müşavir ve sigorta hukukçusundan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 25.2.2013 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kabulüne, 88.350 TL'nin miras payları oranında (davalı ..s %35, Ela %35.. %30) sorumlu olmak kaydıyla davalılardan tahsiline, 71.100 TL'sine 31.1.2006; 17.250 TL'sine 24.1.2006 ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ve ihbar olunan .. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Davanın taraflarını davacı ve davalılar oluşturmakta olup, davanın tarafları dışında kararın temyizi ancak ilgili aleyhine hüküm kurulmuş olması halinde sözkonusudur. Bu bakımdan...'nin davada ihbar olunan sıfatı dışında başkaca bir sıfatı bulunmayıp aleyhine hüküm de oluşturulmadığından hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla, ihbar olunan vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2-1086 sayılı HUMK.'nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK.'nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.Mahkemece, kısa kararda "88.350 TL'nin miras payları oranında (davalı .. %35,. %35.. %30) sorumlu olmak kaydıyla davalılardan tahsiline" şeklinde hüküm kurduğu halde, gerekçeli kararda, ihbar olunan dava dışı kiracı ... hakkında yanlışlıkla hüküm kurulduğunu belirterek, davacı sigorta şirketi vekilinin tavzih istemi üzerine (davalı.. %35,. %35, .. %30) kısmı tavzih yoluyla gerekçeli karardan çıkarılmıştır. HUMK.'nun 381 ve 388 maddelerine göre kısa karar ve gerekçeli karar birbiriyle uyumlu olmak zorundadır. Öte yandan gerekçeli kararda yer alan hükmün tavzih ile düzeltilmesi de mümkün değildir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan yasa maddeleri gereğince infazda tereddüt oluşturan kararın bozulması gerekmiştir.3-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ihbar olunan... vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre bu aşamada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara ve ihbar olunan .. geri verilmesine, 28/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.