MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2-...Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı ...'ın maliki/işleteni olduğu müvekkiline trafik sigortalı aracın, dava dışı .. tarafından sürücü belgesiz ve alkollü şekilde kullanıldığı esnada meydana gelen tek taraflı kaza sonucu sürücünün ve araç içerisinde yolcu olarak bulunan..r ile .. yaşamını yitirdiğini, müvekkili şirket tarafından ölen şahısların yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı olarak toplam 139.248,00 TL ödendiğini, müvekkilinin rücu hakkına dayanılarak davalı sigortal..aleyhinde icra takibi başlatıldığını, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını ileri sürerek müvekkilince ödenen 139.248,00 TL'nin ödeme tarihi olan 15.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., kazaya karışan aracın trafik sicilinde adına kayıtlı olsa da, 30.08.2006 tarihinde aracı diğer davalı Kemal'e harici satış sözleşmesi ile satıp devrettiğini, davalı Kemal'in de aracı başka bir şahsa sattığını ve araç bu şahısta iken kazanın meydana geldiğini, kazayla kendisinin bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., kazaya karışan aracı harici satış sözleşmesiyle davalı Muhittin'den satın aldığını, bir süre kullandıktan sonra aracı başka bir şahsa satıp devrettiğini, kazayla kendisinin bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, sigorta poliçesi sözleşmesine dayalı rücuen tazminat taleplerinin akdi ilişkiden kaynaklanmakta olup sadece akdin tarafı olan kişiye karşı ileri sürülebileceği, kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle gerek kayıt malikinin gerekse sigorta sözleşmesi akidinin davalı Muhittin olduğu, davalı Kemal'in ise sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 138.707,46 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 15.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Muhittin'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme ilişkinin kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. TTK'nun 1263. maddesine göre, sigorta sözleşmesi hiç bir şekle tabi tutulmamış ise de, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla sigorta sözleşmesinin kurulacağı kuşkusuzdur. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem taşır ve 6100 sayılı HMK'nın 200. (mülga 1086 sayılı HUMK.288) maddesinde düzenlenmiş şekilde ispatı gerekir. Sigortacının, TTK.1265 ve 1267 maddeleri uyarınca imzalı bir sigorta poliçesini belli bir süre içerisinde sigortalıya vermesi zorunludur. TTK.1265, 1267 ve 1295/1 maddeleri birlikte incelendiğinde, sigorta şirketinin kendileri tarafından imzalanmış bulunan poliçenin bir örneğini sigortalının ikametgahına götürülerek ona vermek, dilerse bir suretini sigortalıya imzalattırarak almakla yükümlü olduğu görülecektir. (Y.11 H.D. 1.3.2010 gün 2008/11420E.,2010/22995K., 14.2.2011 gün 2010/2367E., 2011/1489K. sayılı kararları) Somut olayda, .. plakalı aracın 19/01/2007-2008 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davacı tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, rücu isteminin dayanağı trafik kazasının poliçenin yürürlük süresi içerisinde gerçekleştiği, davacı sigorta şirketinin kaza sonucu ölen şahısların mirasçılarına 15/02/2008 tarihindetoplam 139.248,00 TL ödediği, poliçede sigorta ettiren olarak davalının yer aldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, sigortalının (sigorta ettirenin) davalı.. olduğunu iddia etmekte; davalı .. ise aracı, harici satış sözleşmesiyle 30/08/2006 tarihinde diğer davalı Kemal'e sattığını, sigorta poliçesinin kendisi tarafından düzenlettirilmediğini, poliçede imzasının bulunmadığını ve sigorta akdinin tarafı olmaması nedeniyle kendisine rücu edilemeyeceğini savunmaktadır. TTK'nun 1263. maddesi gereğince, sigorta akitlerinin şekle tabi akitlerden olmaması, poliçenin, sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında davalının poliçenin akidi olmadığına ilişkin savunmasının aksi, davacı tarafça 6100 sayılı HMK'nın 200. (mülga 1086 sayılı HUMK.288) md. uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir. Dosyaya mübrez tüm poliçe ve nüshaları davacı sigorta şirketince ibraz edilmiş olup davalının savunmasında belirttiği gibi hiçbir poliçede davalı sigorta ettirenin imzası bulunmamaktadır. Bu durumda davacıya, davalı .poliçenin akidi olduğuna ilişkin tüm delillerini bildirmesi, adı geçen davalının imzasını içeren varsa poliçe aslını ibraz etmesi, gerekirse taraflar ve poliçeyi de düzenleyen acentenin ticari defter ve kayıtlarında poliçenin adı geçen davalı tarafından düzenlenip düzenlenmediği konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacı vekilinin dava dilekçesinde her türlü kanıta da dayanması nedeniyle adı geçen davalıya yemin teklifi hakkının hatırlatılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi?
Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar
HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da
Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller
Kararı
VerenYargıtay
Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi :
ANKARA 6. Ağır CezaGünü :
05.06.2007
Sayısı :
264-181
Davacı :
K.H.Sanık :
Orhan
Resmi
belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765
sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?