Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6056 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6191 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalılar ... ile ..., ... vekilince istenmiş, davalılar ..., ..., ... vd. vekilince duruşma talep edilmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 21.04.2015 Salı günü davacı ... vekili Av. Hatice Sarılkan ve davalı ... geldi. Diğer davalılardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı ... dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı Mediha’nın, borçlular . kardeşlerinin karısı ve davalı .. de borçlular. ve. kardeşlerinin oğlu olmasından dolayı borçluların amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyle hareket ettiğini bilmesi lazımgelen kimselerden olmaları nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceğine (6183 s.K m. 30) ve Davanın 6183 s.K’nın 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasından dolayı Kanun’un 75. maddesine göre yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılmasının gerekmesine kaldı ki davacı Maliye Hazinesi yönünden aciz belgesinin aranmayacağının da yerleşmiş Yargıtay uygulaması haline gelmiş olmasına davacı alacağının miktarına, borçluya ait taşınmazlar üzerindeki kısıtlamalara ve davacı alacağından önce konulmuş hacizlere nazaran borçluların aciz halinin gerçekleştiğinin de anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılar.. ve.’nın temyiz itirazlarının reddine, Tasarrufların iptaline karar verilirken satışların yapıldığı sırada davacı alacağının doğmuş ve (sonra bile olsa) kesinleşmiş amme alacağı miktarları tespit edildikten sonra bu miktarlara göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davacının alacak miktarı ile takip dosyası belirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği, davalılar Kadriye, Hatice ve Mehmet’in temyiz itirazlarının incelenmesinde, dava 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, Aynı Kanun’un 26. maddesinde 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne de yer verildiği, bu maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve resen nazara alınması gerektiği ayrıca hak düşürücü sürenin ilk tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, somut olayda 417 ada 63 parsel, 205 ada 16 parsel 401 ada 25 parsel sayılı taşınmazlarda ilk tasarrufların 30/03/2001 tarihinde yapıldığı ve davanın açıldığı 16/10/2006 tarihine kadar da anılan maddedeki sürenin geçmiş olduğu nazara alınarak bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, kabule göre de tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hesaplanmasının doğru olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu 417 ada 63,205 ada 16 ve 401 ada 25 parsel yönünden davanın hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulü ile İİK 283 madde gereğince dava konusu 2724 ada 13 parsel Zemin kat 19 nolu bağımsız bölüm yönünden 125.000 TL'nin davacının 324.106,35 TL alacak ve ferilerini geçmemek üzere davalı ...'dan' tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu 5550 parsel 1/2 hisse,120 ada 4 parsel, 217 ada 31 parsel yönünden İİK 283/2 madde gereğince 57.646,80 TL'nin davacının 324.106,35 TL alacak ve ferilerini geçmemek üzere davalı ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu 238 ada 72 parsel 1/2 hisse, 393 ada 48 parsel,127 ada 102 parsel, 127 ada 142 parsel, 140 ada 14 parsel, 140 ada 12 parsel, 101 ada 11 parsel, 102 ada 3 parsel, 258 ada 48 parselin 38036/106072 hissenin, 221 ada 6 parsel, 238 ada 10 parsel ilişkin 25.12.2002 tarihli tasarruflar ile 13235 ada 10 parsele yönelik 31.12.2002 tarihli tasarrufların davacının 324.106,35 TL alacak ve ferilerini geçmemek üzere iptaline karar verilmiş; hüküm davacı ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı İdare tarafından gönderilen 4.3.2010 tarihli yazı içeriği ve hükme esas alınan bilirkişi raporuyla 30.12.2002 tasarruf tarihi itibarıyla davacı idarenin alacak miktarının (vergi aslı ve gecikme faizi toplamı) 47.569,44 TL olduğu anlaşıldığından dava konusu tasarrufların tasarruf tarihine kadar olan davacı alacağı ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken tasarruf tarihinden sonraki borç miktarını da kapsayacak şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyez itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davalılar yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ..., ... ve ...'a geri verilmesine 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.