MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalının sevk ve idaresindeki aracın çarpması neticesinde müvekkilinin sağ kolunda kırık meydana gelecek şekilde yaralandığını, geçimini çocuk bakmak suretiyle sağlayan müvekkilinin kaza nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kaldığını, bu süreçte tedavi gördüğünü, davalının kazada tam kusurlu olup hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2009/385 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve mahkumiyetine karar verildiğini ileri sürerek geçici iş göremezlik zararına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kazada davacının kusurlu olup müvekkilinin kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 3.400,00 TL maddi tazminatın ve 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Böyle bir davada iş göremezlik tazminatının belirlenebilmesi için zarar görenin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacı vekili, müvekkilinin çocuk bakmak suretiyle geçimini sağladığını belirtmiş ve bu hususun tespiti için tanık deliline dayanmıştır. Tanık beyanlarına göre de, davacının kaza tarihinden önce bebek bakıcılığı yaptığı anlaşılmakta olup tanıklardan Tarık Varer'in kazadan önce davacıyla bebeklerine bakması hususunda anlaştıklarını ve davacıya aylık 1.100,00 TL ücret ödediklerini beyan ettiği görülmekte ise de, salt bir tanığın beyanıyla davacının aylık gelirinin tespiti mümkün değildir. Çocuk bakıcısı olarak çalıştığı iddia edilen davacının, gelirinin ispatına yönelik yazılı delil sunulmadığı gibi, mahkemece, davacının ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin herhangi bir araştırma da yaptırılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, yaptığı iş ve geliri ispatlanamayan davacının kaza tarihi itibariyle ekonomik ve sosyal durumunun tespiti için zabıta araştırması yaptırılarak yaptığı işin ve gelirinin belirlenmesi, ayrıca elde edebileceği gelirin ilgili meslek odasından sorularak emsal ücret araştırması yapılması ve temin edilecek verilere göre tazminatın hesaplanması gerekirken, herhangi bir emsal ücret araştırması yapılmaksızın, soyut ve denetime elverişli olmayan tanık beyanına göre hesaplama yapılmış olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.