MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı üçüncü kişi ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili davalı ...'ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarruufn iptalini talep etmiştir.Davalı ... vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde alacaklının babasının ipoteği olduğunu ve ipoteği kaldırarak satışa izin verdiğini, sonradan dava açılmasının MK'nun 2.maddesindeki iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, borçlu ve üçüncü kişinin aynı ilin sınır ilçelerinde oturdukları hemşerilik ilişkisinde oldukları, satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark olduğu ve taşınmazda halen kiracının oturduğu, üçüncü kişinin borçlunun durumunu bilebilecek şahıslardan olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı üçüncü kişi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali sitemine ilişkindir.İİK'nun 278.maddesine göre mutad hediyeler dışında olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikasının verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edimiş olduğu tarihe kadar geriye doğru müddet içinde bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldırdır. Ancak bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvel iki seneyi geçemez.Somut olayda ivazlar arasında fahiş fark olduğu ve bağış niteliğinde bulunduğundan iptale tabi ise de anılan maddeye göre iki yıllık süreye bakılmalıdır. Tasarruf 11.01.2007 tarihinde yapılmış haciz ise 19.10.2009 tarihi olduğundan iki yıllık süre dolmuştur.Mahkemece hernekadar, borçlu ve üçüncü kişinin hemşehri olmaları nedeni ile borçlunun durumunu bilebelecek şahıslardan olduğu belirtilmiş ise de davalı ...'in borçluyu tanıdığı ve durumunu bildiği konusunda somut bir bilgi bulunmadığından İİK'nun 280.maddesindeki beş yıllık sürenin dava konusu olayda uygulanma imkanı yoktur.Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 20.01.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.